Wikipedia

Arama sonuçları

15 Eylül 2015 Salı

Likya Turu 3.Gün (Saklıkent Kanyonu)

Yaşadığın şehirde bıraktığın sıkıcı hayatından uzakta, her güne yeni yerler keşfedecek olmanın heyecanıyla uyanmak gezentilerin gezenti olma sebebi olsa gerek. :) Gece yatarken en sorumsuz halinle "yarın nerelere gidecektik biz ya?" diyerek tatlı bir merakla uykuya dalmak var ya hani, işte o bağımlılık yapan bir his. (Tabi biz o bağımlılığı senede 2-3 hafta yaşıyoruz o ayrı :) )

Yine bu bağımlısı olduğumuz, sorumsuz ama mutlu eden duygularla uyanmıştık tatilimizin 3. sabahında. Üstelik bende, ekstra bir sevinç daha vardı; çünkü o günkü programda en merak ettiğim, çevremdeki insanların anlata anlata bitiremedikleri yerler vardı göreceğimiz; Saklıkent Kanyonu, Kalkan, Kaş, Kekova...

Kalkan, Kaş, Kekova'yı bir sonraki yazıya erteliyorum. Bugün size sadece Saklıkent'i anlatacağım. Bütün yerleri aynı posta koymaya kalktığımda uzun oluyor sıkılıyoruz sonra di mi? :)

Güçlü akan ırmakların kalkerli yapıdaki kayaları aşındırması sonucu oluşan derin vadilere deniyormuş kanyon. Saklıkent de Akdağı'ın eteklerinde uzunluğu yaklaşık 18 km, yüksekliği zaman zaman 600 metreyi bulan, içinde gizemli bir dünya barındıran bir kanyon işte.

Saklıkent'in bir ilginç tarafı da yaklaşık 25 yıl önce keşfetmemiz; ki bu da ismini açıklayan özelliğidir herhalde :) Çoban Ekrem'in kaçan keçisini ararken bu muazzam yapıyı bulduğu söylenmekte. Hatta biz de oraya giderken Ekrem bey'in evinin önünden geçtik, ilginçti ki; evi satılıktı. :)

Kanyonun tabanı şiddetli akan suyla dolu. O suda yürümek gerçekten çok zor. O yüzden acıtmayan, kaymayan ve tabanı kalın olan deniz ayakkabılarıyla yürümek gerekiyor. Ayrıca rehber üzerimize hiçbirşey almamızı da söyledi. Yanıma fotoğraf makinesi almamak dışında bütün tavsiyeleri dinledim. Fotoğraf makinemi de boynuma astığım için çok zorlanmadım. Demir çubuklarla yamaca tutturulmuş asma köprüden yürüyerek her yerinden suların fışkırdığı "Köşk" denilen dinlenme yerine ulaştık.
Sonra Kanyon'a devam etmek için karşıdan karşıya geçmemizi sağlayan bir halata tutunarak belimize kadar buz gibi akan suya batarak yürüdük.
Tabi bu batma çıkma, kayma, her tarafına buz gibi sular foşurdama olayları herkesi zorladığı kadar çok da eğlendirdi.
Ama olmaz ki böyle! Biraz inandırıcı pozlar vermek gerekir. Bkz:
Arkamda kikirdeyen İlknur olmasa bu amazon pozum inandırıcı olabilirdi aslında.:)
Su zaman zaman sığlaşıyor, o zaman daha rahat yürüyorsunuz tabi, ama zemindeki kaygan taşlar size kendisini hiç unutturmuyor. Tüm dikkatinizi onlara yoğunlaştırmak zorunda kalıyorsunuz. Hele ki bir de rehberi dinlemeyip, yanınıza telefon, fotoğraf makinesi de götürdüyseniz...
Eğer yanınızda deniz ayakkabısı yoksa dert etmeyin! Kanyon'un hemen girişinde 2-3 TL'ye bu kara lastikleri kiralayabiliyorsunuz. Kullananlar oldukça rahat olduğunu söylediler :)
Biz bu pozu verirken önümüzden bilinçli bilinçli geçen baretli turistler bize şaşkın şaşkın bakıyorlardı :)
İnsan karlı suların, binlerce yılda eriterek oluşturduğu bu kayaların arasındayken kafasını yukarıya bir an çevirse tuhaf duygulara kapılabilir. Hatta ürkebilir.
Biz grup olarak lay lay lom gittiğimiz için farkına varmamışım ama şimdi tekrar şu fotolara bakıyorum da; yahu biz ne büyük bir tehlike atlatmışız, bence yamaç paraşütü yapmaktan bile daha tehlikeli orada bulunmak!" :))

Tabi oradayken bunun farkında değildik, çok eğleniyorduk :)
E etrafta gördüğümüz güzellikler karşısında büyüleniyorduk da...
18 km uzunluğundaki kanyonun içinde irili ufaklı 20'ye yakın mağara bulunmaktaymış. Ama bugüne kadar tüm parkurları tamamlayabilen olmamış. En fazla 7-8 km kadar ilerleyip geri dönüyorlarmış.
Yerli yabancı tüm turistlerin ilgisini çeken kanyonda ilerledikçe her bir köşede farklı bir güzellikle karşılaşıyorsunuz. Kim bilir derinliklerinde neleri barındırıyordur?
Biraz fazla ilerleyen insanlar muhteşem şelaleler görüyorlarmış. Biz de ancak şu kayların arasından fışkıran şelalemsi su kaynağını gördük işte :) Ay bi mutlu olduk sormayın :)
Çünkü anca 750 metre kadar gidebilmiştik ve  küçücük de olsa şelale görmüştük :) Artık gönül rahatlığıyla  dönebilirdik. Ve aynı zorlu yolları bata çıka, foşurdaya foşurdaya geri döndük.

Gerçekten çok ilginç bir deneyimdi. Muhakkak görülmesi gereken bir yer burası. Herkes bu doğa üstü yeri görmeli ve doğanın nasıl bir güce sahip olduğunun farkına varmalı.  Ha tekrar gider miyim? Şu fotoğraflara tekrar baktıktan sonra tabi ki hayır! :))) Çılgınlık bu dostum! :)))

Çılgınlık demişken; o gün, başka bir çılgınlık daha yapıp yamaç paraşütü yapmaya karar verdim :)  Ertesi gün, sabahtan yapılacak olan çok istediğim yamaç paraşütü ekstra programına adımı yazdırdım.

Ve Fethiye ile Kalkan sınırında bulunan bu büyülü yerden ayrıldıktan sonra otobüsümüze atlayıp mavinin büyüsüne kaldığımız yerden devam ettik. Kekova tekne turumuzu bir sonraki yazımda anlatacağım. Görüşmek üzere...

9 yorum:

  1. Fotoğraflara bakarken deli gibi orada olmak istedim :D Harika gözüküyorrrr :)

    YanıtlaSil
  2. Yaaa... Ben orda olmak istiyorum ama....Harika... Büyüleyici... Huzur verici.. Daha ne denir ki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel ülkemizin saklı cennet köşelerinden biri işte Nahidecim.

      Sil
  3. Bir ara buralara Hes yapmak gibi çılgın projeler vardı, neyse ki engelledik. İleriler daha da korkutucu, hatta arada üstün kapanıyor artık, sonra tekrar açılıyor. Eskiden bize giriş beleşti, artık paralı olmuş :( Gelenler Dilek gibi erkenden dönmesin, devam etsin. En az iple tırmanılan bir yer var, oraya kadar gidin. İpten tırmanınca zaten yine kocaman kayalar çıkıyor önüne, artık oralar alet edevatsız geçilmez.

    Not: Yağmur ihtimali varsa gitmeyin, tehlikeli olabilir. Zaten artık kapatılıyor öyle bir durumda

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bana bakmasınlar ilerlesinler biraz daha. bize kalsa biz de güle oynaya devam ederdik daha ama turun o günkü programı yoğun olduğu için o kadar gidebildik işte. o iple ne güzel tarzancılık oynardık ya :) ayrıca likya turuma yorumlarınla sağladığın katkıdan dolayı teşekkür ederim sana :)

      Sil
  4. Çılgınlıklar tatilimizi güzel kılıyor.Çok güzel yerlere gitmişsin. Saklı kent'e sonraki tatil planlarımdan biri olacağına eminim artık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gidersen, Berkay'ın bahsettiği yerlere kadar git bari, bizim gibi 750 metre gidip dönme :) Ama tatilim güzel olsun diye çılgınlık yapıp çok da abartma :)

      Sil
  5. amazon pozu ile turistler geçerken verdiğiniz pozlar çokoş yaaa :)

    YanıtlaSil