Hiç bana öyle "ama sahlep var, boza var, sıcak çikolata var, battaniye var" falan demeyin, kandıramazsınız beni. Hiçbir kuvvet benim kışa olan duygularımı değiştiremez.
Oldum olası bir husumet vardı kışla aramızda. Küçükken, sobalı olan evimizde başlamıştı sanırım bu husumet. Sobanın uzak olduğu odaya gitmek zorunda kaldığımda tavana çıkardı kışa olan nefretim. Okula gitmek için uyandığım karanlık sabahlarda sıcacık yatağımdan kalkıp buz gibi odanın içinde kol bastı hareketleriyle giyinmeye çalışırken de, okula gidip gelirken ellerimin, oramın buramın donduğunu hissettiğimde de az kulağını çınlatmazdım hani.
Çoğu insan bu olumsuzlukları hatırlamak yerine sobanın etrafında yapılan sıcak sohbetleri, kestaneleri, portakal kabuklarını falan hatırlar ama nasıl bir tramva geçirdiysem artık kışa dair ben de bu nefret anlarını hatırlıyorum hep.
Yaz ne kadar mavi ve yeşilse kış da bir o kadar siyah ve griydi. Yaz ne kadar aydınlık, ışıltılı ve sıcaksa kış da bir o kadar karanlık ve soğuktu (ki hâlâ öyledir) benim için
Hâl böyleyken de bir anlam veremem "kış" için böyle güzellemeler yapanlara. Maalesef onlar gibi "kış" deyince sahlep, boza, battaniye, kitap, sıcak bir pencere önünden elinde fincanla şehri seyretmek gibi şeyler gelmiyor benim aklıma. Kış deyince, karanlık sabahları, koyu bir gökyüzünü, çamuru, soğuğu, can sıkıntısını, üşüyen, depresyona giren ya da burnunu çeken sümüklü insanları anımsıyorum daha çok.
Her şeyi bir kenara koyun, kışın kaç kere gözünüzü açtığınızda yüzünüze vuran güneşin mutluluğuyla uyanabiliyorsunuz? İşte ben en çok bu yüzden sevmiyorum kışı. Karanlık sabahlar karşılıyor beni. Oysa yaz öyle mi ya! Pırıl pırıl güneşle yanağımıza bir öpücük kondurur adeta sabahları. Kuşlar neşeli şarkılarla eşlik eder onun bu anaç uyandırışına üstelik. Böyle güzel uyanmak varken güne, kasvetli sabahlara uyandığım bir mevsimi nasıl severim ki ben?
Çalışmak zorunda olmadığım, boğaza bakan, sıcacık bir evde camın önünde sıcak çikolata içerken şehri seyredecek bir hayata sahip olmak bile kışa bakış açımı değiştiremez herhalde.
Çok sıkılıdım, anladığınız üzere. Yaz gelsin, maviye ve yeşile doyalım yine...