Wikipedia

Arama sonuçları

9 Mayıs 2018 Çarşamba

Anneler Günü


Annem sağ iken de hüzünlendiğim bir gündü aslında. "Bir gün onu kaybedeceğim" korkusunu bana yaşatırdı her zaman. Annesini kaybetmiş ve hatta hiç tanıyamamış çocukları düşünürdüm televizyonda "annenize ne aldınız?" diye soran reklamlara baktıkça.

Sonra varlığına şükrederdim canım annemin. Ne kadar şanslı olduğumun farkına varır, gider sarılırdım boynuna, kokusunu içime çekerdim. Kokusu... Annemin kokusu... Çiçek desem değil, şeker desem değil, anne kokusu işte... Hani içine öyle güven dolduran, varlığını tamamlayan, sıcacık olan. "Kokunun da sıcağı mı olur?" demeyin, olur... Şu an burnumda tüten o koku, sıcacıktı.

Anneler gününün başlangıcı da bu hasreti ve bu hüznü barındırmıyor mu zaten? Bir çocuğun annesinin ölüm yıldönümüdür, anneler günü aslında. Onu hatırlamak, yad etmek istemesidir. Bu yüzden hüzünlü bir gündür, es de geçemeyiz bugünü ama çok da karnaval gibi kutlamaya gerek yok bence.

Ben otuz beş yaşında annesini kaybetmiş halimle hüngür hüngür ağlarken, çok küçük yaşta anne şefkatinden yoksun kalmış bebeler ne yapar acaba bu günde? Damla'yı düşünüyorum, bana bir şey olsa...? Yok yok düşünmek bile istemiyorum. Kızım olunca ölümden de korkmaya başladım... Annelik böyleymiş işte.

Bu annemsiz geçirdiğim ikinci, Damla'yla geçirdiğim ilk anneler gününde böyle karmaşık ruh halindeyim. Annem öldüğünden beri hep böyleyim zaten. Her mutluluğumda biraz da hüzün barındırıyorum. Mutluluklarım da hayatım gibi eksik hep.

Annesizlik çok zor! Böyle günlerde de zor, diğer günlerde de.  Genel olarak annesiz hayat çok zor! Bu durum, bugünde hatırladığım, düşündüğüm, dile getirdiğim bir şey değil. Benim aklımda hep olan bir gerçek. Annesizlikten yakınmadığım bir günüm yoktur herhalde.

Bu yüzden annesi hayatta olanlar, biz öksüzleri boşverin, koşun gidin annenize doya doya, koklaya koklaya sarılın. Hayat çok kısa, birlikte kaç anneler günü kutlayacaksınız ki? bir düşünün. Ben bilebilir miydim 2016 Anneler Günü'nün birlikte geçirdiğimiz son anneler günü olduğunu? Ona aldığım son hediyenin ütü olacağını ve hiç kullanamayacağını?

Bir de ben anne olamayan ama içinde bu duyguyu dibine kadar taşıyan, yavrularına hasret kalan ya da evlatlarını yukarılardan bir yerlerden izleyen tüm melek anneleri de anmak ve sevgiyle kucaklamak istiyorum.

Ve canım annem... O burnumda tüten kokunu içime çeke çeke hasretle öpüyorum seni. Seni çok seviyorum canım annem. Anneler günün kutlu olsun!

Bir gün kavuşmak dileğimle, seni çok özledim...

1 Mayıs 2018 Salı

Damla'nın Notları (7.Ay)

Merhaba herkese, neredeyse 9 aylık oldum ama 7. ayımın notlarını yazmak için ancak fırsat bulabildik kusura bakmayın artık. Bana kalsa hemen yazardım ama malum yazmayı henüz beceremediğim için annemi beklemek zorundaydım.

E o da çok yoğun bu aralar. Bir yandan benimle uğraşıyor, bir yandan ev işi falan. Bir de biraz hareketlendik bu aralar, havalar ısındı ya gezmelerimiz tozmalarımız da arttı. Pek buralara uğrayamadık bu yüzden. Neyse geç olsun da güç olmasın...

Gördüğünüz gibi etim budum yerinde. Ek gıdaya iyice alıştım. Fakat saçım ve dişim hâlâ yok. Ama bu ayın ortalarında tamamen kendi başıma dönebiliyorum artık desteksiz de oturuyorum üstelik, daha ne olsun! Ama gel de sen bunu anneme anlat.

Bir türlü beni rahat bırakmıyor. Neymiş, emekliyecekmişim şimdi de... Ne münasebet canım! Niye yerlerde sürüneyim ki ben ya?
E ne yapalım, patron ne derse o. Beni yere bırakıyor, ben de takılıyorum işte birazcık. Hiç rahat vermiyorum ama. Halının kenarlarını kemirince hoooop hemen kucak. Bayılıyorum kucağa ya!


Emekleme konusunda biraz tembel olsam da çene kaslarım gayet kuvvetli. Her gün annemi bu muhteşem sesimle uyandırıyorum. :)


Bazen de kuzenlerle takılıyorum. Gerçi hepsine boş boş bakıyorum şimdilik ama olsun. Birlikte hoş vakit geçirmek için sanırım biraz daha büyümemiz gerekiyor.






                                 
Ben büyüklerle vakit geçirmeyi daha çok seviyorum. Çünkü beni daha çok eğlendiriyorlar. Mesela Nilüfer teyzem çok komik biri. Ona gülmem için bana türlü şaklabanlıklar yapıyor. 

                                 
Mesalâ babam... O da çok güldürüyor beni. Hep havalarda uçuruyor bir de.
Kelimenin tam anlamıyla küçük bir kitap kurduyum. Elime geçen tüm kitapları kemirmekten büyük zevk alıyorum.

Bu ay hep doğum günü kutladık. Önce babaannem ile dedemin doğum günüydü.
Sonra annemin...
Ve sonra da kuzenim Yağmur'un. Hepsine buradan tekrar nice yıllar diliyorum; hep birlikte uzun yıllarımız olsun.

Gördüğünüz gibi hızlı bir şekilde büyüyorum, artık bebeklikten tamamen çıktım diyebilirim. Hele bir de ilk adımı attım mı... kimse tutamaz beni. 

Bir dahaki ayımda görüşürüz. Baaaaayyy!