Mutluluk üzerine düşünmek, onu anlamaya çalışmak yaşamımız boyunca yapmaktan kendimizi alıkoyamadığımız bir davranış olmuştur herhalde. E çünkü hep mutlu olmak isteriz ve bunun formülünü de arar dururuz doğal olarak.
"Sahi nedir mutluluk?" ve "sahiden hep mutlu olmak mümkün mü?" İşte, hayatımız sadece bu iki sorunun cevabını ararken şekilleniyor belki de.
Bazen yapamadıklarımızda gizlidir mutluluk bazen de yaparken mutlu olmayı unuttuklarımızda ve aslında bizler her iki şekilde de ıskalamış oluyoruz onu. Sonra da böyle o ıskaladığımız duygunun formülünü arayıp duruyoruz.
Bence mutluluk içimizin herkesten bağımsız olarak her şeye ve herkese rağmen özgürlük ve huzurla dolu olmasıdır. Eğer böyle hissediyorsak gerçekten mutluyuz demektir. İnsan kendi mutluluğunu başkalarında aramamalı. Başkalarına bağlı olan hayatında insan asla mutlu olup olmadığını anlamıyor çünkü. İnsan mutluluğundan ancak ve ancak yalnızken emin olabiliyor. Başkalarıyla yaşanan mutluluklar gelip geçicidir. Varlığı başkalarının varlığına bağlıdır çünkü.
"Sahi nedir mutluluk?" ve "sahiden hep mutlu olmak mümkün mü?" İşte, hayatımız sadece bu iki sorunun cevabını ararken şekilleniyor belki de.
Bazen yapamadıklarımızda gizlidir mutluluk bazen de yaparken mutlu olmayı unuttuklarımızda ve aslında bizler her iki şekilde de ıskalamış oluyoruz onu. Sonra da böyle o ıskaladığımız duygunun formülünü arayıp duruyoruz.
Bence mutluluk içimizin herkesten bağımsız olarak her şeye ve herkese rağmen özgürlük ve huzurla dolu olmasıdır. Eğer böyle hissediyorsak gerçekten mutluyuz demektir. İnsan kendi mutluluğunu başkalarında aramamalı. Başkalarına bağlı olan hayatında insan asla mutlu olup olmadığını anlamıyor çünkü. İnsan mutluluğundan ancak ve ancak yalnızken emin olabiliyor. Başkalarıyla yaşanan mutluluklar gelip geçicidir. Varlığı başkalarının varlığına bağlıdır çünkü.
İnsanoğlunun sosyal bir varlık olduğunu düşünürsek kendimizi başkalarından soyutlamak da imkansız evet ama belki de bu noktada mutluluk, kendimiz için yaptıklarımızla başkaları için yaptıklarımızın huzurlu dengesidir diyebiliriz. Başkaları için ne kadar ödün verebileceğimizi belirlediğimiz zaman ve kendimiz için de ne kadar bencilleşebileceğimize karar verdiğimizde mutluluğu yakalamamız mümkün olabilir.
Ya da mümkün değildir. Bilemiyorum. Ve belki de bu düşüncelerin hepsi boştur. Boşu boşuna uğraşıp duruyoruzdur bu saçma formülü bulmak için. İpler sandığımız gibi bizim elimizde değildir. Bu konuda bazı hastalıklı şüphelerim de var çünkü.
E baksanıza; dünya var olduğundan beri bir tarafta ağlayanlar, bir tarafta gülenler hep oldular. Bir tarafta mutluluktan havaya zıplayanlar bir tarafta mutsuzluğun dibine vuranlar aynı anda yaşamaya devam ettiler. Bu bir denge midir acaba? diye düşünürüm zaman zaman. Aranan formül bu olabilir mi gerçekten? (biliyorum aklım çok karışık)
Yani, evrendeki toplam enerji nasıl sabitse mutluluk oranı da öyle sabittir ve bizler de bu dengenin birer piyonuyuzdur belki ne dersiniz? Ve bu dengeyi sağlamak için de birileri gülerken başka birileri de ağlamak zorundadır. Bu yüzden de ne zaman çok gülsek "ay çok güldük, çok ağlayacağız" diyoruzdur, kim bilir? Olamaz mı?
Safça, filmler hep mutlu sonla bitsin isteriz ya, oysa ki mutluluk bir son değildir. Sonu olmayan bir histir. Bu yüzden de hiç bitsin istenmez aslında. Ama nedense hep yarım kalır. Ve sonra ummadığın anda kaldığı yerden devam eder, tabi bu söz konusu dengeye göre başka birileri mutsuzluğun dibindeyken devam edersin o yarım bıraktığın mutluluğa... Sonra mutsuz olma sırası sana gelir, daha sonra bir başkasına... Böyle devam eder. Hayat işte, çok garip... (Sizin de aklınızı karıştırdım di mi?)
E, bu kadar formülden sonra söyleyin bakalım; "Mutluluk nedir?"
Ya da mümkün değildir. Bilemiyorum. Ve belki de bu düşüncelerin hepsi boştur. Boşu boşuna uğraşıp duruyoruzdur bu saçma formülü bulmak için. İpler sandığımız gibi bizim elimizde değildir. Bu konuda bazı hastalıklı şüphelerim de var çünkü.
E baksanıza; dünya var olduğundan beri bir tarafta ağlayanlar, bir tarafta gülenler hep oldular. Bir tarafta mutluluktan havaya zıplayanlar bir tarafta mutsuzluğun dibine vuranlar aynı anda yaşamaya devam ettiler. Bu bir denge midir acaba? diye düşünürüm zaman zaman. Aranan formül bu olabilir mi gerçekten? (biliyorum aklım çok karışık)
Yani, evrendeki toplam enerji nasıl sabitse mutluluk oranı da öyle sabittir ve bizler de bu dengenin birer piyonuyuzdur belki ne dersiniz? Ve bu dengeyi sağlamak için de birileri gülerken başka birileri de ağlamak zorundadır. Bu yüzden de ne zaman çok gülsek "ay çok güldük, çok ağlayacağız" diyoruzdur, kim bilir? Olamaz mı?
Safça, filmler hep mutlu sonla bitsin isteriz ya, oysa ki mutluluk bir son değildir. Sonu olmayan bir histir. Bu yüzden de hiç bitsin istenmez aslında. Ama nedense hep yarım kalır. Ve sonra ummadığın anda kaldığı yerden devam eder, tabi bu söz konusu dengeye göre başka birileri mutsuzluğun dibindeyken devam edersin o yarım bıraktığın mutluluğa... Sonra mutsuz olma sırası sana gelir, daha sonra bir başkasına... Böyle devam eder. Hayat işte, çok garip... (Sizin de aklınızı karıştırdım di mi?)
E, bu kadar formülden sonra söyleyin bakalım; "Mutluluk nedir?"
''Her şey zıddı ile kaimdir'' Denge meselesine bu açıdan da bakabilirsin. Mutsuzluk olmasa mutluluğun ne olduğunu bilemezdik ya da tam tersi ışık enerjisinin yokluğunun ya da azlığına gölge dememiz gibi. Mutluluğu aramak ise boş bir çaba insanı mutsuz etmekten başka bir işe yaramayan. İlla bir şey arayacaksak hazzı arayalım. Ayrıca insanın sosyal bir varlık olması ise tamamen yalandır. Eyyorlamam şimdilik bu kadar :)
YanıtlaSilevet Berkay, bu zıtlıktan yola çıkarsak ve insanın mutsuzluğunu anlatabilme yetisinin mutluluğunu anlatabilme yetisinden daha iyi olduğunu da göz önünde bulundurursak; mutluluk, mutsuz olmama durumudur diye özetleyelim o zaman :)
SilYazınızı çok beğendim Dilek hanım. Mutluluk üzerine birden fazla hipotez geliştirmişsiniz.
YanıtlaSilİlk iki hipoteziniz gayet güzel……
“İçimizin herkesten bağımsız olarak her şeye ve herkese rağmen özgürlük ve huzurla dolu olmasıdır.”
“Kendimiz için yaptıklarımızla başkaları için yaptıklarımızın huzurlu dengesidir.”
Ancaaaaaak kuantum fiziği ve “Evrenin Toplam Enerjisi*” üzerinden olan hipotezinize katılmak istemiyorum. Bu yaklaşımın aksine; bilgi, sevgi ve mutluluğun paylaşıldıkça artacağına inanıyorum……
*(Çoğu fizikçiye göre, kütle çekiminden kaynaklanan ve tüm pozitif enerji miktarına eş bir de “negatif enerji” miktarı vardır. Yani, evrende ne kadar pozitif enerji var ise bir o kadar da negatif enerji vardır ve bu ikisi birbirini dengeler. Sonuç olarak, evrenin toplam enerji dengesi sıfırdır.)
beğenmenize sevindim teşekkür ederim. ben de sizin bu pozitif hipotezinize inanmak istiyorum o zaman :)
Sil"Cehalet mutluluktur." Mutlululuk nedir? sorusuna bir cevap olarak
YanıtlaSilevet, bazen çok bilmek üzüyor değil mi?
Silçok çok iyi yazmışsın. bana kalırsa mutluluk, yazdığın 4. paragraf işte :)
YanıtlaSilbence de galiba oralarda bi yerde. teşekkür ederim kuzum.
SilCem Yilmaz'in oyunundaki "Mutluluk? icinizde icinizde..!" lafi aklima geldi:)
YanıtlaSilBana göre de mutluluk insanlarin kendi iclerinde, bakis acilarinda, olgunluklarinda, bilinclerinde, beklentilerinde. Söyle baktiginizda belki mutlu olmasi icin cok sebepleri olan biri (bana göre tabii) hic mutlu degildir...öte yandan mutsuz olmasi icin (yine bana göre) cok sebebi olan biri, gayet de mutlu olabiliyor mesela.
Yine Cem Yilmaz'in bir repligiyle bitirmek geldi icimden:) "I love, he she it loves...komplikedir yani"
Selamlar
Ayse
selam ayse,
Silcem yılmaz da insanı mutlu ediyo değil mi? :)
merhaba :)
YanıtlaSilmutluluk deyince Cansever dizelerini paylaşmak istedim ben de...
-nedir mutluluk
çam ağacındaki yürek gibi
köpüklü sakız kokusu gibi
dallardan yapraklardaki kılcal damarlara giden
ve damarlardan koskoca bir ormanı öpen
insandan insanlığa doğru
olsun ki usul usul
mutluluk,bizden
merhaba maviye iz süren,
Silteşekkür ederiz bu güzel paylaşım için. bizden olsun hep.
son yazıma baksana biiiii :)
YanıtlaSilbakıyorum hemen.
SilÇok güzel bir yazı... Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilteşekkürler persephone.
SilEllerine sağlık Canım. Blogun cok güzel bende beklerim :)
YanıtlaSilteşekkürler Çağla
SilGeçen gün bir yerde okudum. Diyordu ki:
YanıtlaSilYanlış: Olaylar düzeldiğinde mutlu olacağım.
Doğru: Mutlu olmayı öğrendiğimde olaylar da düzelmeye başlayacak.
doğru olan çok doğru :)
SilElinize sağlık, güzel bir yazı olmuş. En güzel tarafı da, yazarken, kaleminizden nelerin döküleceğini sizin de bilmediğinize dair bir hisse kapılmam. Yani, o anda, içinizden geldiği gibi. Mutlu olmak üzerine yazdıklarınız ile bunun üzerine yapılan yorumlar doğru yerlere dokunmuş. Nedir mutluluk diye soruyorsunuz; şöyle gözlerinizi kapatıp "İyi ki gelmişim bu dünyaya" dediğiniz zamanlarda, içinizi saran güzel duygulardır derim.
YanıtlaSilne güzel ifade etmişsiniz mutluluğu. ayrıca doğru hissetmişsiniz, kafamın karışık olduğu bir zamanda yazmıştım yukardaki satırları :)
Sil