Nihayet, dün tiyatro sezonunu açtım. Haftalar öncesi ilk boş bulduğum oyuna almıştım bileti. Üsküdar Müsahipzade sahnesinde izlediğim oyun hakkında pek bilgim yoktu aslında. Sadece Afife Jale ve Bedia Muvahhit'in hayatlarını anlatan bir oyun olduğunu öğrenmiştim online bileti onaylamadan önce.
Ama şimdi bu oyunu izleyen biri olarak gönül rahatlığıyla diyebilirim ki; "iyi ki almışım o bileti ve iyi ki izlemişim bu oyunu". Hayatımda izlediğim en büyüleyici oyunlardan biriydi hatta biraz daha zorlarsam en muhteşemiydi diyebilirim. Oyunculuk, dekor, sahne... her şey kusursuzdu.
Gerçek hayatlarında hiçbir zaman yan yana gelmemiş olan ama aslında aynı zamanlarda yaşamış ilk Türk müslüman kadın tiyatro sanatçılarından olan Afife Jale ve Bedia Muvahhit bu oyunda hayali bir temsil ile bir araya geliyorlar. Kurgu çok güzel. Oyunculuk muhteşem. Ama beni asıl etkileyen sahne ve dekor oldu. Bu yaşıma kadar izlediğim oyunlar içinde dekoruna hayran kaldığım tek oyundur diyebilirim. Tahta duvarların içinden çıkan farklı mekanlarla farklı zamanlara yolculuğa çıkıyorsunuz adeta.
Bedia Muvahhit rolünü Hümay Güldağ, Afife Jale rolünü Şebnem Köstem canlandırıyor ve onlara da başta eski makyör Dikran olmak üzere birbirinden farklı çeşitli rollere jet hızla bürününen pek yetenekli Yiğit Sertdemir eşlik ediyor. Yiğit Sertdemir aynı zamanda oyunun yönetmenliğini yapıyormuş; ki oyun sırasında o yönetmenliği sahne hakimiyetinden hissediyorsunuz zaten.
Oyunun hayran bırakan etkisi bir yana bir de bu oyundan pek çok şey öğrendim ben. Mesela, Selahattin Pınar ile Afife Jale'nin aşkını bilmiyordum. Birlikte "Bir bahar akşamı rastladım size" şarkısını söyledikleri sahne çok güzeldi. Onları izlerken "vay be, bu şarkı Afife Jale için mi yapılmış acaba? oyundan çıkınca araştırmam lazım" dedim. Aslında içimde hep bir araştırma isteğiyle izledim oyunu. Afife Jale'yi, Selahattin Pınar'ı, Bedia Muvahhit'i, kendi gibi tiyatrocu olan Bedia Muvahhit'in eşini, Darülbedayi'yi ... ve bugüne kadar araştırma gereği duymadığım için kendime kızdığım pek çok konuyu.
Daha fazla detay vermek istemiyorum. Gidip izleyin ama gitmeden bu kişilerin hayatlarına bir göz atın, öyle izleyin. Gerçekten etkileyici hayatlar ve etkileyici bir oyun.
Ama şimdi bu oyunu izleyen biri olarak gönül rahatlığıyla diyebilirim ki; "iyi ki almışım o bileti ve iyi ki izlemişim bu oyunu". Hayatımda izlediğim en büyüleyici oyunlardan biriydi hatta biraz daha zorlarsam en muhteşemiydi diyebilirim. Oyunculuk, dekor, sahne... her şey kusursuzdu.
Gerçek hayatlarında hiçbir zaman yan yana gelmemiş olan ama aslında aynı zamanlarda yaşamış ilk Türk müslüman kadın tiyatro sanatçılarından olan Afife Jale ve Bedia Muvahhit bu oyunda hayali bir temsil ile bir araya geliyorlar. Kurgu çok güzel. Oyunculuk muhteşem. Ama beni asıl etkileyen sahne ve dekor oldu. Bu yaşıma kadar izlediğim oyunlar içinde dekoruna hayran kaldığım tek oyundur diyebilirim. Tahta duvarların içinden çıkan farklı mekanlarla farklı zamanlara yolculuğa çıkıyorsunuz adeta.
Bedia Muvahhit rolünü Hümay Güldağ, Afife Jale rolünü Şebnem Köstem canlandırıyor ve onlara da başta eski makyör Dikran olmak üzere birbirinden farklı çeşitli rollere jet hızla bürününen pek yetenekli Yiğit Sertdemir eşlik ediyor. Yiğit Sertdemir aynı zamanda oyunun yönetmenliğini yapıyormuş; ki oyun sırasında o yönetmenliği sahne hakimiyetinden hissediyorsunuz zaten.
Oyunun hayran bırakan etkisi bir yana bir de bu oyundan pek çok şey öğrendim ben. Mesela, Selahattin Pınar ile Afife Jale'nin aşkını bilmiyordum. Birlikte "Bir bahar akşamı rastladım size" şarkısını söyledikleri sahne çok güzeldi. Onları izlerken "vay be, bu şarkı Afife Jale için mi yapılmış acaba? oyundan çıkınca araştırmam lazım" dedim. Aslında içimde hep bir araştırma isteğiyle izledim oyunu. Afife Jale'yi, Selahattin Pınar'ı, Bedia Muvahhit'i, kendi gibi tiyatrocu olan Bedia Muvahhit'in eşini, Darülbedayi'yi ... ve bugüne kadar araştırma gereği duymadığım için kendime kızdığım pek çok konuyu.
Daha fazla detay vermek istemiyorum. Gidip izleyin ama gitmeden bu kişilerin hayatlarına bir göz atın, öyle izleyin. Gerçekten etkileyici hayatlar ve etkileyici bir oyun.
Küçük çocuğun olunca tiyatroya gitmek zor canim.Sen anlat ben okuyayim. Tiyatro yüzden çok seviyorum
YanıtlaSilsevdicann,
Sil2 saatçik çocuklara bakacak birileri bulunur elbet. burada olsan bana bırakabilirsin derdim :)
Doğu'dan Adana'ya tayin olunca en çok sinema ve tiyatroya istediğim an gidebileceğim için sevinmiştim. Sinema sezonunu açtım ama henüz tiyatroya gidemedim. bu ay ben de devlet tiyatrosuyla açılışı yapayım. Tiyatro izlemenin ne büyüleyici bir şey olduğunu hatırlattığın için teşekkürler :-)
YanıtlaSilRica ederim Şule, ilgini çekebildiyse yazdıklarım ne mutlu...
SilSound like a lovely play. :-)
YanıtlaSilYes Misha, it is... :)
Silayy giderim müsahipzade tarafı iyi yaaa oleey :)
YanıtlaSilekim ayında oradaydı ama diğer aylarda nerede bilmiyorum, bakarsın sen.
SilBence tiyatroya zaman ayırmayarak büyük hata yapıyoruz, minicikkten alışmak alıştırmak lazım kokusunu duymak lazım tiyatronun. Ben unuttum desem yeridir:(
YanıtlaSilsinemaya gitmek akla geliyor da tiyatroya gitmek gelmiyor nedense. Tekrar hatırlat kendine o zaman. 4-5 sene sonra da bol bol çocuk oyunu izlemeye gidersin zaten :)
SilMerhabalar, takipteyim ben de beklerm :)
YanıtlaSilhttp://makyaja-dair-hersey.blogspot.com.tr/
Öyle bir yazmışsın ki, gidip izlemek istedim hemen. Mutlaka takip edeceğim. Tiyatroyu o kadar çok seviyorum ki, gitmek için hazırlanması bile ayrı bir heyecan veriyor bana. Yalnız dikkatimi çekti de karşıya hiç gitmedim, tiyatro için. Hani Üsküdar yazmışsın ya;)
YanıtlaSilÜsküdar çok da karşısı sayılmaz ama ya :) 1 vapura bakıyor, boğaz havası da alıyorsun, ohh mis. Bana Avrupa yakasında bazı yerlere gitmek Üsküdar'a gitmekten daha zor geliyor. :) Bu oyun şu an nerede oynanıyor bilmiyorum ama. Ekim'de Üsküdar'daydı.
Sil