Sevgili Berika'nın Günlüğü mimlemiş beni, ben de hemen cevaplıyorum:
1) Depresyona ne sıklıkla girersin?
Vallahi elimde olsa, bir girip bir daha da hiç çıkmazdım depresyondan. E düşünecek olursak; hiç bir şey yapmıyorsun, boş boş oturuyorsun ve herkes seni depresyondasın diye mazur görüyor. Hatta seni neşelendirmeye çalışıyorlar falan. Oblomov hırkası giyip tatlı, çikolata, pasta, börek ne varsa hepsiyle masayı donatıp içine gömerdim kafamı, ne güzel :)
Ama depresyona girmeye bile fırsatım yok benim ve galiba ben hiç depresyona girmedim. Çevremde yeteri kadar depresif insan olduğu için bana fırsat kalmıyor zaten. Üstelik vaktim de yok benim depresyona girmeye. Biliyorum belki bu mim için uygun kişi değilim ama gerçekten hiç girmedim depresyona. Ama sıradaki soruyu girmişim gibi yanıtlayacağım söz :)
2) Bu gibi zamanlarda ne dinlersin?
Diyelim ki fırsat buldum da ben de girdim depresyona. Doğru olan; Bulutsuzluk Özlemi'ne "Yaşamaya Mecbursun" la eşlik etmek, Candan'la "Elbette" yi söylemek, Demet Akalın şarkılarıyla gider yapmak ya da Ankaralı Namık'la "Bas, bas paraları leylaya bi daha mı gelicez dünyaya" diyerek umursamaz bir hale bürünmeye çalışmaktır herhalde (Bu şarkıyı Namık değil de öbür ankaralı söylüyordu di mi? Ay ben depresyondan ne dediğimi biliyor muyum? Neyse...) Yani, mantıklı olan şey depresyondan çıkmamıza yardımcı olacak şarkılar dinlemektir.
Ama tabi depresyondaki insanda mantık aranmayacağı için Halil Sezai ile depresyonun karanlıklarına gömülürdüm... de diyemeyeceğim (Aslında öyle diyecektim de cümlenin başından sonuna kadar fikrimi değiştirdim. Çünkü ben herhalde depresyondayken bile katlanamazdım Halil Sezai'ye) Tamam, Teoman'dan yana kullanıyorum depresyon hakkımı.
Duygularımızı sonuna kadar yaşayalım, depresyona da girelim ama çıkmasını da bilelim.
Yani şöyle;
Mim için Berika'nın Günlüğü 'ne teşekkür ediyorum. Depresyonda olan varsa o da yapsın bu mimi, yaparken de içini döksün, rahatlar. Depresyonsuz günler diliyorum hepinize...
1) Depresyona ne sıklıkla girersin?
Vallahi elimde olsa, bir girip bir daha da hiç çıkmazdım depresyondan. E düşünecek olursak; hiç bir şey yapmıyorsun, boş boş oturuyorsun ve herkes seni depresyondasın diye mazur görüyor. Hatta seni neşelendirmeye çalışıyorlar falan. Oblomov hırkası giyip tatlı, çikolata, pasta, börek ne varsa hepsiyle masayı donatıp içine gömerdim kafamı, ne güzel :)
Ama depresyona girmeye bile fırsatım yok benim ve galiba ben hiç depresyona girmedim. Çevremde yeteri kadar depresif insan olduğu için bana fırsat kalmıyor zaten. Üstelik vaktim de yok benim depresyona girmeye. Biliyorum belki bu mim için uygun kişi değilim ama gerçekten hiç girmedim depresyona. Ama sıradaki soruyu girmişim gibi yanıtlayacağım söz :)
2) Bu gibi zamanlarda ne dinlersin?
Diyelim ki fırsat buldum da ben de girdim depresyona. Doğru olan; Bulutsuzluk Özlemi'ne "Yaşamaya Mecbursun" la eşlik etmek, Candan'la "Elbette" yi söylemek, Demet Akalın şarkılarıyla gider yapmak ya da Ankaralı Namık'la "Bas, bas paraları leylaya bi daha mı gelicez dünyaya" diyerek umursamaz bir hale bürünmeye çalışmaktır herhalde (Bu şarkıyı Namık değil de öbür ankaralı söylüyordu di mi? Ay ben depresyondan ne dediğimi biliyor muyum? Neyse...) Yani, mantıklı olan şey depresyondan çıkmamıza yardımcı olacak şarkılar dinlemektir.
Ama tabi depresyondaki insanda mantık aranmayacağı için Halil Sezai ile depresyonun karanlıklarına gömülürdüm... de diyemeyeceğim (Aslında öyle diyecektim de cümlenin başından sonuna kadar fikrimi değiştirdim. Çünkü ben herhalde depresyondayken bile katlanamazdım Halil Sezai'ye) Tamam, Teoman'dan yana kullanıyorum depresyon hakkımı.
Duygularımızı sonuna kadar yaşayalım, depresyona da girelim ama çıkmasını da bilelim.
Yani şöyle;
Mim için Berika'nın Günlüğü 'ne teşekkür ediyorum. Depresyonda olan varsa o da yapsın bu mimi, yaparken de içini döksün, rahatlar. Depresyonsuz günler diliyorum hepinize...
Canim benim insallah hic bi zaman depesyon gibi sacma bir ruh haliyle basbasa kalmazsin.Sevgiler kucak dolusu ☺❤
YanıtlaSilUmarım hiç kimse baş başa kalmaz bu ruh haliyle, canımcım. Benden de sana kucak dolusu sevgiler ve tekrar teşekkürler bu mim için de :)
Sil"tatlı, çikolata, pasta, börek ne varsa hepsiyle masayı donatıp içine gömerdim kafamı" ahaha aynı fikirdeyyim
YanıtlaSilDi mi ya, gömelim kafamızı pastalara, böreklere :)
SilGüzel bir mimlenme ağı oluşmuş, blogtan bloga atladım kendimi burada buldum :) takipteyim, benim blogada bir ara uğrarsanız sevinirim :) Depresyonsuz günler dilerim :)
YanıtlaSilhttp://arslanyusuf.blogspot.com.tr/?m=0
Teşekkürler, tabi ki :)
YanıtlaSilÇok eğlenceli bir yazı olmuş :)
YanıtlaSilBenimde bakım ve sağlık üzerine bir blogum var banada bakarsan sevinirim
http://ceydacengiz.blogspot.com.tr/