Kelimelerin düğümlendiği, cümlelerin kitlendiği bir noktadayım. Sabahtan beri kaç kez, bu korkunç olayla ilgili iki satır bişeyler karalayıp içimdeki zehiri akıtmayı denedim ama yapamadım. Boğazıma oturan o düğüm engel oldu yazmama.
Şu soruyu sordum kendime bir de; " Bu vahşeti yapanlara nasıl hitap edeceksin? Hangi sıfatı kullanacaksın onlar için." Kullanacağım kelimeyi o kadar iyi seçmeliydim ki bir daha onu kullanmamalıydım. Çok düşündüm ama bulamadım...
Hayatının baharında bir çiçeği vahşice solduran ve o çiçeğin ailesini ve sevdiklerini ömürleri boyunca kapkara zindanlara mahkum edenleri tanımlamak için hiç bir kelimeye kıyamadım ben.
Okumamaya, haberleri izlememeye çalıştım tüm gün. Ama olmadı. İşte gecenin bu vaktinde, hiç tanımadığım, benden kilometrelerce uzakta yaşayan o insanlar düştü aklıma. Ne yapıyorlar acaba? Nasıl dayanabiliyorlar kınalı kuzularının yaşadığı bu vahşeti düşünerek?
Sonra gözüm bir yoruma ilişti bir yerlerde, "Herkesin içi rahat olsun, bu korkunç cinayeti işleyenlerin yanına kalmayacak, hapishanede onların cezası kesilecek" diyordu. Evet böyle diyordu. İlk başta içimde bir ferahlama olmadı desem yalan olur. Ama sonra böyle hissettiğim için kendime de ülkemdeki diğer insanlara da acıdım.
En çok, asla tahmin bile edemeyeceğimiz korkularla hayallerine, hayata veda eden Özgecan'a mı, kızının yaşadığı işkenceyi düşünerek hayatını devam ettirmek zorunda kalan anneye mi, yoksa adaletine güvenemediğim ülkemde alternatif adaletlerin olmasına şükrediyor olmamıza mı üzülüyorum işte bunu da bilmiyorum. Bildiğim tek şey var o da, adalet ne şekilde yerini bulursa bulsun, annesinin Özgecan'a bir daha sarılamayacak olması. işte, asıl üzücü olan tam da bu!
Şu soruyu sordum kendime bir de; " Bu vahşeti yapanlara nasıl hitap edeceksin? Hangi sıfatı kullanacaksın onlar için." Kullanacağım kelimeyi o kadar iyi seçmeliydim ki bir daha onu kullanmamalıydım. Çok düşündüm ama bulamadım...
Hayatının baharında bir çiçeği vahşice solduran ve o çiçeğin ailesini ve sevdiklerini ömürleri boyunca kapkara zindanlara mahkum edenleri tanımlamak için hiç bir kelimeye kıyamadım ben.
Okumamaya, haberleri izlememeye çalıştım tüm gün. Ama olmadı. İşte gecenin bu vaktinde, hiç tanımadığım, benden kilometrelerce uzakta yaşayan o insanlar düştü aklıma. Ne yapıyorlar acaba? Nasıl dayanabiliyorlar kınalı kuzularının yaşadığı bu vahşeti düşünerek?
Sonra gözüm bir yoruma ilişti bir yerlerde, "Herkesin içi rahat olsun, bu korkunç cinayeti işleyenlerin yanına kalmayacak, hapishanede onların cezası kesilecek" diyordu. Evet böyle diyordu. İlk başta içimde bir ferahlama olmadı desem yalan olur. Ama sonra böyle hissettiğim için kendime de ülkemdeki diğer insanlara da acıdım.
En çok, asla tahmin bile edemeyeceğimiz korkularla hayallerine, hayata veda eden Özgecan'a mı, kızının yaşadığı işkenceyi düşünerek hayatını devam ettirmek zorunda kalan anneye mi, yoksa adaletine güvenemediğim ülkemde alternatif adaletlerin olmasına şükrediyor olmamıza mı üzülüyorum işte bunu da bilmiyorum. Bildiğim tek şey var o da, adalet ne şekilde yerini bulursa bulsun, annesinin Özgecan'a bir daha sarılamayacak olması. işte, asıl üzücü olan tam da bu!
Kesinlikle size katılıyorum, ceza ne olursa olsun, evladına bir daha asla sarılamayacak bir anne şu anda kan ağlıyor, başka ne söylenebilir ki. Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilEvet tek gerçek olan o annenin acısı...
Sil"Herkesin içi rahat olsun, bu korkunç cinayeti işleyenlerin yanına kalmayacak, hapishanede onların cezası kesilecek" Doğrusunu istersen bu yazıyı okuyunca ben de biraz ferahladım. Evet ayıp, insani değil ama öyle öfkeliyim ki hepimiz gibi. Ohh dedim bir an. Hiç olmazsa mahkumlar verecek cezalarını. Çünkü biliyorum bu ülkede üç gün sonra çıkar ve topluma karışır bu mahluklar. Biz böyle yanmışsak ailesinin durumunu ...offf... Allah sabırlar versin demekten başka ne gelir ki elimizden.
YanıtlaSilMekanı cennet olsun güzel Özgecan'ın
Yüzlerce öfkeli cümle var içimde ....
YanıtlaSilÖzgecan Aslan'a, Allah'tan rahmet, ailesine ve bütün Türkiye'ye sabır ve başsağlığı dilerim.Mekanı cennet olsun...
Evet sözün bittiği yerdeyiz...
SilŞu soruyu sordum kendime bir de; " Bu vahşeti yapanlara nasıl hitap edeceksin? Hangi sıfatı kullanacaksın onlar için." Kullanacağım kelimeyi o kadar iyi seçmeliydim ki bir daha onu kullanmamalıydım. Çok düşündüm ama bulamadım...
YanıtlaSilİnsan bir şeyler demek, küfretmek istiyor ama ağır olarak nitelendirdiğimiz tüm küfürler binsel içerikli ve kadını (veyahut eşcinseli) aşağılayıcı nitelikte. Sanırım sorunun kaynağı bu. Hayır küfür edememek değil, bakış açısı. Sonuçta kültürü oluşturan en temel yapı taşı dil
Evet, bu korkunç olayı yapanlara küfür ederken bile kadına şiddet yapılıyor farkında olmadan. Artık bilinç altımıza işlemiş. Nasıl temizleniriz, nasıl arınırız bundan bilmem...
Silben anlamıyorum bu sapıkları Allah cezalarını versin, cehennemin dibine gitsinler. kokunç bir olay , o aile bu acıyla nasıl yaşayacak.
YanıtlaSilAilesine sabır dilemekten başka bir şey gelmiyor elden maalesef...
Sil:/ Hepimizi çok etkiledi, üzdü bu acı olay. Sevdiklerine çok büyük sabır diliyorum. Tabi bunları söylemek bile kuru kalıyor, eşden bi şey gelmiyor malesef... :(
YanıtlaSilMaalesef gelmiyor, keşke gelse... :(
YanıtlaSilYazınızı az önce geçtim halen aklımdan çıkmıyor ve çıkmayacak bu olay , Toplum olarak bu tür olayları çok çabuk unutuyoruz ne yazık ki aradan 2 ay kadar kısa bir zaman geçmesine rağmen unutuyoruz oysa unutmamamız gerek. Bende bu konuyla 2 adet makale yazmıştım Blogum da , Mekanı cennet olsun inşallah , Rabbim kalanlarına sabır versin
YanıtlaSil