Doğum günleri benim için özel olmuştur. Öyle hissetmişimdir hep. Dünyaya geldiğim gün... Bence önemli.
Düşünsene, hayat uzun bir yolsa eğer, doğduğun gün de o yoldaki ilk adımları attığın gün oluyor aslında. Bu yüzden çok önemli değil mi sence de?
Bir şehirde bir ailenin, bir annenin kucağında buluyorsun kendini... Yaşam mücadelen oracıkta başlamış oluyor. Yavaş yavaş, gülmeyi, emeklemeyi, yürümeyi, konuşmayı öğreniyorsun. Ve bu öğrendiklerinle, deneyip yanıldıklarınla bir şekilde yoluna devam ediyorsun. Gülüyor, ağlıyor, başarıyor, kaybediyorsun, hayatına birilerini katıyor ya da hayatından birilerini çıkarıyorsun...
Bir sürü şey oluyor. İnsan bu süreçleri kendince yaşıyor bir şekilde ve acılarla ya da mutluluklarla kendi yolunu tamamlamaya çalışıyorsun.
Kızımın doğduğu gün bunları düşünmüştüm. Onun da hayatı böyle akıp giderken her sene doğum gününü kutlayacağız ama o gün orada yaşanılanlar fazla konuşulmayacak. Tıpkı benim doğduğum gün gibi...
Oysa ne heyecan verici bir gündü. Tarifi imkansız duygu yoğunluğu; heyecan, sevinç, hüzün, mutluluk... ortaya karışık. Hele o odayı saran kızımın mis kokusu... Bebek kokusu gibi bir gündü işte, her sene kutlanmaya değer.
Annemi düşündüm sonra. 36 yıldır kutladığım kendi doğduğum günü ilk defa hakkını vererek o gece düşünmüşümdür herhalde.
"Annem de ilk gece beni izlemekten böyle uyuyamamış mıydı acaba?" "Ben de yüzümde böyle komik ifadelerle mi uyuyordum?" "Ve de böyle güzel mi kokuyordum?" "Keşke olsaydı da anlatsaydı bana doğduğum o günü."... gibi sorular, cümleler döndü kafamda sabaha kadar hep.
Gerçi, önceden anlatmıştı bazı şeyleri ama ben can kulağıyla dinlememiştim onu. O gün yanımda olsaydı da en ince ayrıntısına kadar tekrar tekrar anlattırsaydım ona yine... Bir de sımsıkı sarılıp, kokusunu içime çekip, "seni çok seviyorum canım annem" diyebilseydim. Benim gözlerim kızımda, annemin gözleri ikimizin de üzerinde öylece sabahlasaydık...
Bir yerlerde okumuştum, "Bir bebekle birlikte bir de anne doğarmış"... işte o gece benim ikinci doğum günümdü aslında. O sözün doğruluğunu o gece anladım. Anladım anlamasına ama bir de merak ettim; "o zaman bir anneyle birlikte bir de çocuk ölür mü?" diye...
İşte böyle... Ne diyordum? He, doğum günleri... Bence çok önemli. Sizce de değil mi?
Not: Otuz yedi oldum :)