Londra'da 2.Gün(07.08.2014)
Londra bizi, ikinci günümüzde de yine güneşli yüzüyle karşıladı. Tesco'dan aldığımız nevalelerle kahvaltımızı yaptıktan sonra hızlıca haritamıza bakıp gezi planımızı yaparak Borough Road'da yer alan dairemizden çıkıp çok yakınımızda olan Borough metro istasyonuna doğru yol aldık.
2. Gün Gezi Rotamız şöyle oldu:
1- King's Cross Station (Harry Potter Platform 9 3/4)
2- Buckingham Palace (Green Park'tan)
3- Big Ben & Westminster
4- London Eye
5- London Dungeon
6- Picadilly Circus
7- Regent Street
8- Oxford Street
Harry Potter's Platform 9 3/4 - King's Cross Station
King's Cross'a gitmek gibi bir planımız yoktu aslında. İlk olarak Buckingham Palace'da öğlen 11:30'da askerlerin nöbet değişim törenlerini izlemekti niyetimiz. Daha vaktimizin olduğunu görünce metroda istasyonlara bakarken, King's Cross İstasyonu gözümüze ilişince de, planımızda aniden ufak bir değişiklik yapıp, Harry Potter'ın şu meşhur duvar sahnesinin çekildiği Platform 9 3/4'i görmeye karar verdik ve King's Cross Station'da indik metrodan.
Platform'un hemen yanında Harry Potter'la ilgili hediyelik eşyaların satıldığı bir de mağaza mevcut. |
The Harry Potter Shop At Platform 9 3/4 |
Green Park
Dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olmasının yanı sıra dünyanın en yeşil şehirlerinden biri olma özelliğini de taşıyor Londra. Şehrin en merkezi yerlerinde insanların kolayca ulaşabilecekleri, yürüyüş yapabilecekleri, iş çıkışı kafalarını dinleyebilecekleri sayısız parka rastlamak mümkün. Biz de bu parklardan biri olan Green Park'ı dolaşarak gittik Buckingham'a.
Bulunduğumuz saat itibariyle orada bulunanların çoğunun tek derdi törene yetişmek ve töreni izleyebilmekti. Ama etrafta oturup dinlenenler, top oynayanlar, bisiklete binenler de vardı.
|
Buckingham Palace
Ve işte İngiliz kraliyet ailesinin resmi ikamet adresi Buckingham Sarayı ve askerlerin gerçekleştirdiği nöbet değişim töreni. |
Biz ki "Beleştepe" den maç izleyen bir milletin evlatlarıyız, gerekirse o sarayın kapılarına tırmanır yine de o nöbet değişim törenini izleriz! |
Victoria Anıtı ve Buckingham Sarayı |
Sarayın içini de ziyaret etmek mümkün. Fakat bizim zamanımız kısıtlı olduğu için böyle fazla zaman gerektiren ziyaretleri "başka sefere canım ya!" diyerek ve başka bir zamana erteleyerek genel bir hızlandırılmış tur yaptık.
Westminster Sarayı & Big Ben
Westminster Sarayı, İngiliz Parlamentosu'na ev sahipliği yapan binadır. Bu bina 1834 yılında çıkan yangında büyük hasar görmüş ve uzun bir süre sonra binaya bir kule ve saat (Big Ben) eklenerek bugünkü ihtişamına kavuşmuş.Westminster ve Big Ben... Çekmeye doyamadık :) |
London Eye
London Eye'dan Westminster Sarayı, Big Ben & Westminster Bridge |
Bu da London Eye'dan değişik bir açı... |
London Eye'dan Hungerford Bridge manzarası |
Yan kapsüldeki komşularımız :) |
Aramızda London Eye'a ve Madame Tussaud'a daha önce gidenler olduğu için London Eye'a ve Madame Tussaud'a 3'er kişi gidecektik. Toplu bilet alımlarındaki indirimden yararlanarak Madame Tussaud ve London Eye'a 3'er ve London Dungeon'a da 5 bileti indirimli bir şekilde aldık. Madame Tussaud farklı bir bölgede olduğu için onu yarına sakladık ve hep birlikte London Dungeon'a girmeye karar verdik.
Aldığımız Biletler |
The London Dungeon
Daha önceden adını duymuştum ama korkunç olması dışında nasıl bir gösteri olacağı hakkında bir fikrim yoktu. Bizi bir trene bindirecekler, etraftan korkunç yaratıklar çıkacak biz de en çok çığlık falan atarız sanmıştım. Hiç olmazsa oturup dinleniriz düşüncesiyle (ki buna çok ihtiyacımız vardı) London Eye'dan iner inmez kendimizi bu garip ve fantastik dünyanın içine attık.The London Dungeon |
Londra tarihinde yer almış "Karındeşen Jack" , "Büyük Londra Yangını", "İşkence" ve "Veba" gibi korkunç tarihi olaylardan esinlenerek ve ziyaretçilere kara mizahla karışık, aynı havayı yaşatmaya çalışan tiyatromsu bir aktivite The London Dungeon.
Ziyaretçilerin her bir bölüme kendi ayaklarıyla gittikleri, sonra da çığlık çığlığa birbirinin arkasına gizlenmeye çalıştıkları, kimi zaman yayılan kokulardan midelerinin alt üst olduğu 18 ana gösteriyi barındıran bu etkinlik haliyle hayal ettiğim gibi pek dinlendirici olmadı bizim için.
En sonundaki "Drop ride to doom" denilen bölümde habersiz çektikleri evlerden ırak hallerimizin olduğu fotoğraflarla karşılaşma anına da büyük bir metanet gösterdikten sonra (ki bence en zoru buydu :))) ) gerçek dünyanın o güzel kollarına koştuk hemen.
The London Dungeon Girişi |
Bu dolu dizgin ikinci gün yazımı; Picadilly ve Oxford Street'i (daha sonraki günlerde de oralara gittiğimiz için) atlayarak Regent Street ve orada yer alan Hamleys'in fotoğraflarıyla bitirmek istiyorum;
Regent Street
Üzerinde çok lüks mağazaların bulunduğu Regent Street mimari açıdan Paris'i andırıyormuş. (Ailemizin Evliya Çelebisi Nilüfer ablam öyle söyledi.:)) ) |
Hamleys
Regent Street üzerinde yer alan dünyanın en büyük oyuncakçı dükkanlarından biri olan 7 katlı Hamleys'de yorucu ama çok keyifli geçen ikinci günümüzü sonlandırdık. |
Vallahi ben yazarken de çok yoruldum, gerçekten ikinci günümüz çok tempolu geçmiş. Bakalım üçüncü günü yazarken neler hissedeceğim? (Yazar burada 3.günü de yazacağını belirtmek ve okuyucusuna "takipte kal!" mesajını vermek istemiş olabilir:) )
Bayıldım yaaa cidden vuuu. O London eye şeysine nasıl bindiniz çok yüksek o yaa :) Harika ellerine sağlık .
YanıtlaSilVallahi biraz zor oldu ama binebildik :) Şansımıza hava da güzeldi, Londra ayaklarımızın altındaydı, büyüleyiciydi.
Sil