Wikipedia

Arama sonuçları

27 Mart 2017 Pazartesi

Hamilelik Günlüklerim (20.Hafta)


Yolu yarıladık çok şükür. Kızım büyüyor. Cumartesi kontrolümüz vardı. Artık ciddi ciddi özlediğimi hissediyorum. Kontrol günlerini iple çekiyorum. Elimden gelse ayda bir değil de her gün kontrole gideceğim.

Geçen sefer de hareketlerine şahit olmuştum ve çok heyecanlanmıştım ama bu sefer doktorumuz görüntüyü renklendirerek verdi ve onunla ilk defa karşılaşıyormuşuz gibi yine çok heyecanlandık. Ama o bizden biraz rahatsız oldu sanki; hemen bize poposunu döndü ve kolunu da sırtına doğru uzattı, "Uff bi uyutmadınız ya! der gibiydi.

Anne karnındaki bir bebek için gayet basit hareketlerdir bunlar eminim ama bizim için mucize gibiydi. Benim küçük susam tanem avatarlıktan çıkmış ve bizim minik prensesimize dönüşmüştü resmen. Kafası, kolları, bacakları, sırtı, parmakları bile ayırt ediliyordu artık. Yüzünü göremedik ama olsun bu kadarı bile ağzımızın kulaklarımıza varmasına yetti. Bu ilk görüntülerini babası videoya çekti. Durup durup açıp izliyoruz.

20.haftasında kilosu 300gr boyu 19 cm. Meyvelere benzetmelere devam edersek, koca bir muz kadar olmuş benim kuzum. Annesi de 3 kilo daha almış.  E maşallah ikimize de :) (Şaka bu yana bu hızla gidersem durumum fena. )

Doktor 2-3 hafta içinde yaptırmamız için ayrıntılı ultrason istedi bizden. Bizi bir perinatologa yönlendirdi. Duyduğuma göre, ayrıntılı ultrason piyasası biraz karışıkmış. Yani 150TL den 1000-TL ye kadar değişik fiyatlar istenebiliyormuş. Bu yüzden bu hafta bu konuyu araştırıp haftaya da ayrıntılı ultrason işini halletmem lazım. (Yaşasın yine kızımı göreceğim :))

20. haftada durumuz böyle. Ama hâlâ kızımızın bir ismi yok. (önerilerinizi bekliyorum). He bu arada artık kızımın tekmelerini belli belirsiz minik ısırıklar şeklinde hissedebiliyorum :) (Bunu da buraya not düşeyim dedim :) )

23 Mart 2017 Perşembe

"Annem Gitti Mitokondrisi Bende Kaldı"

Az önce Ayşe Arman'ın köşesinde bir yazı okudum. Annesini kaybetmişlere iyi gelir diye düşünüyorum. (okuyunca ben kendimi biraz iyi hissettim).

Okumaya üşenenlere özet geçmek gerekirse Amerika'da yaşayan genetikçi Hande Özdinler Ağustos ayında, herekesebilimteknoloji.com sitesinde bir yazı paylaşmış ve o yazıda hayat enerjilerimizin annelerimizden geçtiğinden bahsediyor. O da annesini yeni kaybetmiş. "Anneler vefat edebilir ama anneler ölmez. Annem gitti mitokondrisi bende kaldı" diyor.

Hande Özdinleri'in yaptığı bu bilimsel açıklamaları okumak ruhsal açıdan bana çok iyi geldi. Annemi tüm hücrelerimde hissettim ve burada da paylaşmak istedim. Orijinal yazıyı okumak isteyenler  buraya  tıklayabilirler. 

21 Mart 2017 Salı

Her Şeye Rağmen


Bu sene biraz -hatta çok fazla- eksiğim... Annesizim, öksüzüm, garibim...  Ama içimde beni hayata sımsıkı sarmalamaya çalışan minik bir varlığı hissediyorum ve yolun kalanını yürürken bana minik adımlarıyla eşlik edecek bu varlık inadına yaşama sevinci veriyor.

Ve tabi ki Gökhan... O olmasa ne yapardım bilmiyorum?

Annemin gidişinden 4 ay sonra iyi ki doğmuşum diyebiliyorsam, bunu eşime ve içimdeki minik mucizeye borçluyum.

Hayat; sana rağmen, bu sene de iyi ki doğmuşum!


14 Mart 2017 Salı

Ata Demirer Gazinosu



Geçtiğimiz cumartesi akşamı Bostancı Gösteri Merkezi'nde Ata Demirer Gazinosu'nu izlemeye gittik ve çok keyifli bir akşam yaşadık.

Tiyatro ortamında gazino keyfi yaşamaya çalışmak biraz garip olsa da ilginç bir deneyimdi. Ata Demirer işini ciddiye alarak yapan bir sanatçı ki böyle bir projede Taşkın Sabah ve orkestrasıyla çalışmasından da bu belli oluyor zaten. Ayrıca sahnedeki heyecanını, ilk sahne deneyimiymişcesine hemen hissedebiliyorsunuz.

Ata'nın sesine hayran kaldık. Yalnız, seçilen şarkılar genel olarak bana biraz ağır geldi yani kıpır kıpır söylediği şarkılar daha iyi hissettirdi. Ve küçük bir eleştiri daha; stand up yaptığı bölümleri biraz daha uzun tutsaydı daha mutlu olacaktık. Daha fazla stand up izlemeye odaklandığımız için biz biraz gülmelere doyamadık da :)

Nasıl anlatsam size; içinde konser, stand up, taklit, kahkaha, eğlence hatta dansözün bile olduğu bir gösteri izledik diyebilirim. Genel olarak eğlenceli, yüzlerde hoş bir tebessüm bırakan kaliteli bir gösteriydi.  Keyifli bir akşam geçirmek isteyenlere tavsiye edilir.




2 Mart 2017 Perşembe

Hamilelik Günlüklerim (16.Hafta)


Her ne kadar bana günler bir türlü geçmiyor gibi gelse de galiba ben fark etmeden hızla geçiyor zaman. Benim susam tanem kocaman bir portakal kadar olmuş teyzeleri amcaları; tam tamına 110 gr. dile kolay...

Bir de hareketli ki sormayın. son ultrason görüntülerini izledikten sonra eve gidene kadar ağzımı kapatamadım sırıtmaktan. Elleri, bacakları, kafası her bi şeyini oynattı annesine, türlü türlü maskaralıklar yaptı. Bize göstermediği marifeti kalmadı kuzumun.

Doktorumuz cinsiyeti konusunda da hâlâ aynı şeyi düşünüyor. Ben de gönül rahatlığıyla kızım diye hitap etmeye devam ediyorum bu yüzden.

Bu arada anneme olan özlemim çok arttı son zamanlarda. Konuşması, sesi, yüzü, kahkahası, şefkati, sinirlenmesi, affetmesi... her şeyini çok özledim. Hayatımın hiçbir aşamasında, hiç bu kadar yoksunluk hissetmemiştim. Meğer ne büyük bir hazineymiş onun varlığı. Bu özlemle ömür nasıl geçer diye sorarken buluyorum kendimi çoğu zaman. Tam da giderken kıyamadığı kuzusuna bu acıya dayansın diye başka bir kuzu gelmesine mi vesile oldu diye de geçiriyorum aklımdan bazen. Oysa o da ne çok isterdi torun görmek...

Canım anneciğim, kuzumuz büyüyor, biliyorum izliyorsun bizi bir yerlerde. Sen de görüyorsun ki; onun varlığı, senin yokluğuna dayanma konusunda bana güç veriyor. Yoksa dayanılacak gibi değil yokluğun...