Evet, bu yazıyı hazırlamak için biraz geç kaldım, yaptığı her saçmalıkta hastaneden aldığı rapora sığınan deliler gibi ben de bu ara hep nişan bahanesine sığınıyorum biliyorum ama ne yapayım nişanlandım işte, yetişemiyorum hiçbir şeye :) insan evladının -hele ki damarlarında Türk kanı akan bir evlatsa bu- kolay olmuyormuş böyle nişan, söz, bohça tantanasıyla baş edebilmesi. Nasıl anlatsam; böyle 360 derece başkalaşım geçiriyormuş da kendini bile tanıyamaz hale geliyormuş bu insancık. Normal yaşantısına kaldığı yerden devam edemiyormuş, dostlarına, hobilerine eskisi kadar vakit ayıramıyormuş... mış mış da muş muş işte... Anlıyorsunuz beni değil mi?
Neyse, nişan maceralarımı sonra anlatacağım merak etmeyin, şu an sindirme aşamasındayım. Küçük bir es vereyim diyerek az önce odama girdim ve eski dört başı mamur günlerimdeymişcesine şu yukarıdaki kareyi çekip, gecikmiş olan bu postu hazırlamak istedim.
Efendim, bu karede görmüş olduğunuz güzellikler, (yo yooo nişan bohçası değil korkmayın, öğrendim çok şükür bu işleri, nişan bohçası bööyle tüllü, dallı, budaklı, boncuklu, çiçekli, böcekli falan oluyor :)) bunlar sevgili blogger arkadaşımız Şule Uzundere'nin bana haftalar önce göndermiş olduğu hediyeleri oluyor, yani bir nevi blogger bohçası diyebiliriz :)
Şule, bildiğiniz gibi her ay blogunda ona yorum yapanlar arasında bir çekiliş düzenleyerek kütüphanesini yağmalıyor. Ben de payıma 5 kitap düştüğünü sanmıştım ama Şuleciğim bana jest yapmış yanında bir sürü güzel hediyeler de göndermiş. (Nişanlanıyorum diye zaar :) )
Kendisine buradan çok ama çook teşekkür ediyorum. Kitapları okumak için sabırsızlanıyorum. "Örgü Keyfi"'nin hakkını verir miyim bilmiyorum ama kitapların ve DVD'lerin hakkını vereceğimden emin olabilirsiniz. Hakkını verdikçe de gelir, burada anlatırım zaten.
Kalın sağlıcakla...