Bu kitapla olan ilişkimi nasıl anlatsam size bilemiyorum. Neredeyse 4 senelik bir mazimiz var bizim bu kitapla. 2012 Tüyap fuarından almıştım kendisini. Yine fuardan 1 ay önce dayanamayıp internetten bolca kitap siparişi vermiş olmanın ağırlığıyla aval aval dolanırken standları, bari hiç değilse bir iki kitap alayım da piyasalar canlansın diyerek daha önce hiç okumadığım Hande Altaylı'nın iki romanını almıştım. Biri bu romandı diğeri Aşka Şeytan Karışır idi.
O zamanlar muhtemelen elimde başka kitap vardı okuduğum ve o kitap bitsin de Kahperengi'ye başlarım diye düşünmüştüm. Tabi ben o kitabı bitirene kadar bu kitaptan uyarlanan "merhamet" dizisi de aynı zamanlarda başlayıvermişti.
Türk televizyon kanallarında bir dizi oynayıp da bizim evden sektiği görülmediği için ben de annemin zorla izletmeye başlattığı, sonra bağımlısı olduğum ve sonlarına doğru "ıyyy, baydı abi bunlar da ya, bitirsinler artık" diyerek takip etmeyi bıraktığım bu diziyi izlediğim için kitaba bir türlü elim gitmemişti.
Daha önce anlattım mı bilmiyorum ama annemin sürekli bana dizi izletmeye çalışma gibi zaptedemediğimiz çılgın bir durumu vardır. Yeni başlamış olduğu bir diziyi beynime şırıngalamak için bana anlatırken yaşadığımız diyaloglar, hani "yaran tabu diyalogları" vardır ya, hep okunur da gülünür, işte onlar bizim evde oturma odasında yapılıyor sanırsınız. Ve bu kitabı görünce de dolaylı olarak o ilginç diyaloglarımızdan bir tanesi gelir aklıma hep;
Annem:Dün bi dizi başladı, bak izle çok güzel.
Ben: İsmi ne?
Annem: Ay neydi adı? Dur aklıma gelince söylerim.
Ben: E kimler oynuyor? onu söyle ben anlarım, reklamını görmüşümdür.
Annem: Hani renkli gözlü bir çocuk var ya?
Ben: Kıvanç Tatlıtuğ mu?
Annem: Yok. Hani, Kurtlar Vadisi'ndeydi de, ölmüştü de, insanlar gazetelere öldü ilanı vermişlerdi ya, renkli gözlü bi adam hani?
Ben: Oktay Kaynarca mı?
Annem: He! İşte, o değil de onun sevgilisiydi eskiden hani? Aynı dizide de oynamışlardı.
Ben: ??? Kim kimle aynı dizide oynadı? Hangisi bu dizide oynuyor? Ben neredeyim Allah'ım?
Annem: İşte, Oktay Kaynarca canım, onun eski sevgilisi yok mu? Böyle böyle konuşuyo hani? (Ses tonunu değiştirerek)
Ben: Heeeee, Özgü Namal mıııııııı? (annemin sesi Bülent Ersoy gibi çıksa da ben anlıyorum hemen)
Annem: He! İşte o kız oyunuyo...
Bunu burada anlatmam saçma oldu biraz ama aklıma geldi işte hehe. Neyse, bu kitabın dizisiyle de böyle tanışmıştık diyerek konuyu bağlayayım da romanı anlatmaya başlayayım artık yoksa bi daha toparlayamayabilirim.
Efendim, öyle böyle aradan 4 yıl geçmiş işte. Ben diziyi de, dizide oynayanları da dizide oynayanların eski sevgililerini de unutmuşken, annem artık dizileri bırakıp evde survivor izleyip havalara zıplarken "e artık bu kitabı bi okuyayım" dedim geçen gün.
Kitaba başlarken her ne kadar diziyi unuttuğumu sansam da kitabın ilk satırlarını okumaya başladığımda unuttuğumu sandığım dizi tekrar bilincimde canlanıverdi. Romanda bahsedilen Narin, renkli gözlü ve sarışın olmasına rağmen Özgü Namal'ı hayal ettim hep okurken. Sonra, Moskov, Şadiye, Mehmet, Deniz, Irmak, Fırat hepsi gözümde dizideki halleri ile canlanıverdi.
Ancak, okumaya devam ettiğimde bir şey dikkatimi çekti; Sermet, evet Sermet yoktu. Herkes vardı bi o yoktu... Hayır, bir şey değil, dengemi bozdu bu durum; kitabı kapatıyorum Sermet'i düşünüyorum, "Sermet ne zaman çıkacak ya?" diyorum, gece yatıyorum Sermet geliyor aklıma, sabah kalkıyorum Sermet... Ay çıldıracağım. Baskıda, Sermet'i kitaba koymayı unutmuşlar diyorum. Neyse, sonra internete bakıyorum ve görüyorum ki Sermet karakteri romanda yokmuş.
Diziyi izlememeyi çok isterdim. Çünkü kitabı okurken ne tam hayâl kurabiliyorsun ne de tam diziyle örtüştürebiliyorsun. Dizi ve kitabın birbirinden farklı çok yeri var. Meselâ, karakterlerin isimleri aynı kalmış ama dış görünüşleri farklı, başlangıç aynı ama final farklı. Hepsini geçtim, diziyi götüren Sermet karakteri kitapta yok. Oysa ki dizide Sermet çok önemli bir karakterdi. Yani, bir kitabın önce dizisini izleyip, sonra okurken de kendisine ancak bu kadar şaşırılırdı.
Diziyle bağdaştırmayı bir kenara bırakırsak, genel olarak güzel, sürükleyici sade anlatımlı bir roman diyebilirz. Hande Altaylı'nın "Aşka Şeytan Karışır"ında da gördüğüm gibi çok sade bir anlatımı var. Kitapları kolay okunuyor. Narin'in bir geçmişe gidip bir bugüne dönme kurgusu da sürükleyici olmuş. Diziyi izlemediyseniz, kitabı okumadıysanız, önce okuyun sonra diziyi izleyin derim. Ama diziyi izlediyseniz, kitabı okumayın dengeniz bozulur. E çünkü Sermet yok :)