Wikipedia

Arama sonuçları

19 Haziran 2014 Perşembe

Karanlıkta Diyalog

"Dünya üzerinde 130 kente 8 milyondan fazla insana "dokunmuş", 6 binden fazla görme engelliye iş imkanı yaratmış "Karanlıkta Diyalog" deneyimi şimdi İstanbul Gayrettepe Metro İstasyonundaki özel sergi alanında..." diyordu afişte.

Rakam olarak kaç milyonuncu kişiyim bilmiyorum ama şu kadarını söyleyebilirim ki; bu sergiye katılan herkes gibi evet bana da dokundu bu müthiş etkinlik!

Kimine bahsettiğimde "ne gereği var, gözünü kapat yürü, aynı şey işte" ya da "çok saçma! görmeyenlere nispet yapar gibi olmayacak mı?" gibi tepkiler de aldım. Ama inanın sergideyken kalbinizden ve aklınızdan geçen tek düşünce "iyi ki gelmişim!" olacaktır.

Ayrıca, yapılan araştırmalarda ön yargıları bertaraf etmek, hafıza, konsantrasyon, empati, iletişim becerileri gibi bir çok konuda kişisel gelişime katkısı ispat edilmiş bir etkinlik. .

Kendini onların yerine koyup empati yapar gibi değil, bizzat onlardan biri olmak kadar sahici. Ya da "Ayyyy kardeş, halimize binlerce şükür!" der gibi bencilce de değil "Bir gün bizim de başımıza gelebilir" der gibi duyarlı,çok özel, çok anlamlı ve çok farkındalık yaratan bir proje aynı zamanda.

Elinize tutuşturulan bir baston tek silahınız; size yol gösteren, tecrübeli rehber gözünüz; 10 kişilik arkadaş grubunuz -çoğunu tanımasanız da- aynı kaderi paylaştığınız yoldaşlarınız; İstanbul ise tüm renklerinden yoksun kalmış ama tüm gürültüsü ve kokularıyla önünüzde duran kocaman bir boşluk...

Okyanusta bir başınıza yüzer gibi hissediyorsunuz ilk başta. Hatta adım atmaktan korkuyorsunuz. Korktuğunuzda bağırıyorsunuz, rehber hemen imdadınıza yetişiyor ve elinizden tutup, yolunuzu bulmanıza yardım ediyor. Bazen arkadaşınızı kaybediyorsunuz, endişeleniyorsunuz, sonra buluyorsunuz ve dünyanın en mutlu insanı oluyorsunuz. Karşılaştığınız engelleri anlatmaya çalışarak arkadaşlarınızı uyarıyorsunuz müthiş bir empatiyle.

Diğer duyu organlarınızı bugüne dek  belki de hiç bu kadar verimli kullanmadığınızı düşünüyorsunuz. Dokunarak, duyarak, koklayarak gerçekleşen İstanbul turunu tamamlamaya çalışıyorsunuz ve bunları yaparken de görmemeye alıştığınızı farkediyorsunuz.

Sona yaklaştığınızı hissettiğinizde zamanın nasıl hızlı aktığına inanamıyorsunuz. Azar azar ışık sızmaya başlıyor ve ilk ışığı algılamaya başladığınızda içinizden en bencilinden koca bir "Oh!" çekiyorsunuz. Sonra kendinize bu bencil "Oh" için çok kızıyorsunuz.

Renklerden yoksun olan İstanbul'da bizim gözümüz olan ve onu renklendiren rehberimiz Yunus Bey'e  "gerçek istanbul'da sizin için ne yapabiliriz?" diye sorduğumuzda istediği tek şey vardı: burda hissettiklerimizi, yaşadıklarımızı paylaşmamız, yazmamız ve elimizden geldiğince herkese duyurmamızdı. Katılım fazla olursa kalıcı bir "Karanlıkta Diyalog" sergimiz olacaktı çünkü.

Ayrıca bu yazıyı sırf o istedi diye değil, hayatımın en ilginç deneyimlerinden biri olduğu için de blogumda paylaşmak istediğimi söylemeliyim.

Eğer siz de böyle bir deneyim yaşamak isterseniz: Biletlerinizi biletix gişelerinden temin edebilirsiniz.
http://www.biletix.com/etkinlik-grup/66384260/ISTANBUL/tr

Sergi için bilgi: http://www.dialogistanbul.com/













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder