Wikipedia

Arama sonuçları

4 Nisan 2021 Pazar

Korona

Bir sene direndim ama sonunda ben de korona oldum, yani olmuşum haberim yok. İş yerinde aynı departmandan dört kişide maskeli ve mesafeli ortamda kimden kime bulaştığı belli olmayan virüsün ev ahalisine bulaşmaması da kafalarda soru işareti bırakarak bünyemize girmiş bulunmakta. 

Gerçi ben de pek bir etkisini gördüğümü söyleyemem. Sadece iki gün hafif bir boğaz ağrısı karbonatla gargarayla geçen ağız yarası şeklinde gösterdi bana kendisini hepsi bu. Üstelik korona olduğumu öğrendiğimde bu şikayetlerim geçmişti. Her ihtimale karşı beş gün filyasyon ekibinin getirdiği ilaçları içtim ve bir de önceden de kullandığım vitaminleri kullanmaya devam ettim.

Aile hekimi günaşırı whatsapp'tan beni ve Damla'yı yokladı. Aynı hekime bağlıyız çünkü. Gökhan başka bir hekime bağlı (o mevzu biraz karışık) neyse Gökhan'ı kimse yoklamadı. Ziyafet annem de bizimleydi filyasyon ekibine onun da TC'sini verdim test olsun diye, onu da karantinaya aldılar ve Çorlu'daki aile hekimi gün aşırı onu da yokladı ama Gökhan'ın aile hekimi onu hiç aramadı. 

Neyse ki evde benim dışımda herkes negatifti, emin olmamız için beş gün sonra Gökhan ve annesi tekrar test oldular, çok şükür yine negatif çıktılar. Bu sebeple evde hep maskeli gezdim. Banyoları ayırdık, sürekli odaları havalandırdık, aynı ortamda yemek yemedik, iki günde bir yatak yorgan değiştirdim ve onuncu günün sonunda yaptırdığım testin negatif çıkmasıyla maskeyi serçe parmağıma takıp halay çekerek korona'yı uğurladım çok şükür. Aile hekimime ilgisinden dolayı teşekkür edip e-nabızdan on numara beş yıldız verdim. İş yerindekiler bir gün daha kafa izni verdiler bana.

Gökhan da bu süreçte eşten dolayı on gün evdeki küçük odaya atandı ve oradan çalıştı ama aile hekimi onu hiç aramadı.

Normal şartlarda diğer arkadaşlarım gibi ben de evden çalışabilirdim ama çalışamadım, benim pc'imle işteki pc'imi bir türlü kaynaştıramadım -yani aramızda kalsın da çok da şey etmedim aslında- Damla'yla pek de evden çalışma modunda olamayacığımı düşünüyorum çünkü. Yüzümde nasıl bir ifadeyle işten ayrıldıysam artık zaten benim için çok endişelenmişler bu sebeple kimse de pclerim arasındaki uyumsuzluğa takılmadı ve her gün bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sormak için defalarca aradılar ama Gökhan'ı aile hekimi hiç aramadı

Hal böyleyken oniki günlük evde geçirilen bir bayram tatili modunda geçirdiğim korona tatilimin sonuna gelmiş bulunmaktayım. Bu virüse yakalanan herkesin benim gibi rahat atlatmasını diliyorum ve bunu da buraya kaydedeyim de ileride bir gün baktığımda "Bir zamanlar korona virüsü vardı yaaaa, ben de olmuştum hey gidi ne günlerdi" diye okurum belki, gerçekten öyle olur mu bir gün, ne dersiniz?

8 Şubat 2021 Pazartesi

Güneşli Bir Hafta Sonu

Güneşli, pırıl pırıl, sevdiceğimle baş başa bir hafta sonu. Damla'm yok, bu sebeple evimiz de çok sessiz. Bir koltukta Gökhan, bir koltukta ben boş boş oturuyoruz. 

Kalkıp bir kahve yapıyorum, balkona çıkıp orada yudumluyoruz kahvemizi. Güneş yüzümüze yüzümüze vuruyor, ne muhteşem bir his. Çoğu insan kar yağmamasından şikayetçi olsa da yılın bu zamanları bu güneşle ısınmak bulunmaz bir nimet. Ben halimden memnunum doğrusu.

Sokağa çıkma yasağına rağmen tek tük geçen arabalar, ortamın sakinliğini fazla etkileyemiyor. Güneş yüzüme vurmaya devam ediyor, sıcacık... Gözlerimi kısıp, başımı ona doğru çeviriyorum ve kollarımın iç kısmını da güneşe çevirip en doğalından D vitaminine bırakıyorum kendimi.

Ve gözlerimi kapatıp hayal ediyorum; bir vapurdayız ve burnuma yosun kokusu geliyor. Kulağımda martı vıyaklaması. Ağzımda çıtır simit tadı, susam taneleri dişlerimin arasında adetâ. Bir yanımda kızım, bir yanımda sevdiceğim. Etrafta da bizim gibi kendi halinde bir sürü insancık. Hepsi kendi halinde. Herkes boğazın büyüsüne dalmış gündelik meselelerini düşünüyor olmalı. 

Hiç kimse, kimseden rahatsız değil. Kimsede maske yok, gam da yok, dert de. Olan sadece gündelik meseleler. Kadınlar akşama ne pişireceğini düşünüyor belki, erkekler de bu haftaki derbiyi. Gençler yaz tatilinde gitmek istedikleri yeri, kim bilir?

Hepsi bu. Basit, sade ama sıcacık.  

Telefonun sesiyle irkiliyorum birden. Damla, babanesinin telefonundan görüntülü arıyor. 

"Anne sen nerdesin?" 

"Evdeyim kuzum, evdeyim. Maalesef evdeyim"