Selam arkadaşlar,
Dün paylaştığım yazıyı ingilizceye çevirmeye çalıştım bugün, (tabi ki Esmuş yengemin katkılarıyla)
Daha önce yazılmış bir yazıyı ingilizceye çevirmek çok zor. Çünkü aslına sadık kalmak istiyorsun ama anlatmak istediğini o şekilde tam olarak anlatamıyorsun, bazı yerleri kesip atman gerekiyor, bazı yerlere ilave yapman gerekiyor. Yani resmen yazıyı baştan yazıyorsun.
Ben ingilizce günlük tutmaya başlarken önce türkçe yazıp daha sonra onu ingilizceye çevirmeye kalkmış ama bunun ne kadar zor olduğunu görünce bu yöntemden vazgeçip direkt İngilizce yazarak mevzuya dalmıştım :) ve kör topal bugünlere geldim işte gördüğünüz gibi.
Kendimi gramer olarak geliştirdiğimi, kelime hazinemin her geçen gün arttığını, bazı şeylerin yerine oturduğunu çok iyi hissediyorum ama tabi hala konuşurken tutulup kalıyor, Mustafa Topaloğlu'na bağlanıyorum, orası ayrı :)
Bu yüzden önümüzdeki günlerde konuşmaya yönelik bir şeyler yapmak istiyorum (vakit bulabilirsem tabi) Örneğin günlüklerimi seslendirmek istiyorum, belki siz de bana yorumlarınızı seslendirip okursunuz he nasıl fikir?
Neyse, aklımdaki çılgın projeler işte :)
Lafı daha uzatmadan günlüğümle baş başa bırakıyorum sizi.
(Dünkü yazımı okumadıysanız şurada : Herşeyden Az Biraz ) İngilizcesi de (biraz kırptım ama) aşağıda, buyrunuz:
---------------------------------------------------09.04.2015----------------------------------------------------
Hi there;
I've just realized that I didn't write any posts in April. Besides, I don't even know when it was 9 April. So, I decided to write this post, but I have no idea, how it's going to be.
Actually, I want to tell about a lot of things but I can't choose one of them. Because, I cannot focus on a subject. Recently, I've been doing a little of everything. It's just how I've been feeling these days. So, let me I try to explain whats been happening in my life;
First of all, my work is very busy. Especially, our department is very busy in March and April every year, thereupon, my company in a large project at the moment while we are also attending an exhibition, meaning I have had no spare time at work.
My mom still can't sleep well at nights. Besides, Ali is usually working at nights. So, we cannot see each other. As you understand, everyone is living in shifts at our home. That's just the way it is at home, too.
Last book I read was "Eylembilim". I want to start reading a new book but, I can't decide on which one. I don't even have time to choose a book, let alone finish it :) Anyway, Ok, I've just decided, I am going to start to read a book by Aziz Nesin. I think, he is the best writer to make me feel good.
There was also pilates in my life, wasn't there? I think, there still is. Although it's not like it was in the first days, I'm doing a little bit.
I haven't logged in to my social accounts recently as I've been so busy. However, I still receive some strange notifications from Facebook, like this; "Tülay added a new photo", but I don't know, who is Tülay. I guess, it's so rubbish.
Yesterday, I received a silly notification again and I clicked it this time. So, I went to home page immediately and than I started reading several news. Finally, I saw a sensitive post that Öznur shared (Öznur is Burçin's sister. Burçin is my childhood friend who sadly died 14 years ago.) I was deeply touched when I read Öznur's post and then I remembered our childhood and the days we did crazy things. We were very happy children who always laughed. I miss those years and her...
Anyway, I'm afraid this post is going to be too sad, so enough of the sentimentality, as you can see I'm like this these days, a litle bit of everything; sadness and happiness, stress and relaxation, sleep and sleeplessness, sensuality and insensitiveness... a little bit of everything. Like life...
Bye!
Dün paylaştığım yazıyı ingilizceye çevirmeye çalıştım bugün, (tabi ki Esmuş yengemin katkılarıyla)
Daha önce yazılmış bir yazıyı ingilizceye çevirmek çok zor. Çünkü aslına sadık kalmak istiyorsun ama anlatmak istediğini o şekilde tam olarak anlatamıyorsun, bazı yerleri kesip atman gerekiyor, bazı yerlere ilave yapman gerekiyor. Yani resmen yazıyı baştan yazıyorsun.
Ben ingilizce günlük tutmaya başlarken önce türkçe yazıp daha sonra onu ingilizceye çevirmeye kalkmış ama bunun ne kadar zor olduğunu görünce bu yöntemden vazgeçip direkt İngilizce yazarak mevzuya dalmıştım :) ve kör topal bugünlere geldim işte gördüğünüz gibi.
Kendimi gramer olarak geliştirdiğimi, kelime hazinemin her geçen gün arttığını, bazı şeylerin yerine oturduğunu çok iyi hissediyorum ama tabi hala konuşurken tutulup kalıyor, Mustafa Topaloğlu'na bağlanıyorum, orası ayrı :)
Bu yüzden önümüzdeki günlerde konuşmaya yönelik bir şeyler yapmak istiyorum (vakit bulabilirsem tabi) Örneğin günlüklerimi seslendirmek istiyorum, belki siz de bana yorumlarınızı seslendirip okursunuz he nasıl fikir?
Neyse, aklımdaki çılgın projeler işte :)
Lafı daha uzatmadan günlüğümle baş başa bırakıyorum sizi.
(Dünkü yazımı okumadıysanız şurada : Herşeyden Az Biraz ) İngilizcesi de (biraz kırptım ama) aşağıda, buyrunuz:
---------------------------------------------------09.04.2015----------------------------------------------------
Hi there;
I've just realized that I didn't write any posts in April. Besides, I don't even know when it was 9 April. So, I decided to write this post, but I have no idea, how it's going to be.
Actually, I want to tell about a lot of things but I can't choose one of them. Because, I cannot focus on a subject. Recently, I've been doing a little of everything. It's just how I've been feeling these days. So, let me I try to explain whats been happening in my life;
First of all, my work is very busy. Especially, our department is very busy in March and April every year, thereupon, my company in a large project at the moment while we are also attending an exhibition, meaning I have had no spare time at work.
My mom still can't sleep well at nights. Besides, Ali is usually working at nights. So, we cannot see each other. As you understand, everyone is living in shifts at our home. That's just the way it is at home, too.
Last book I read was "Eylembilim". I want to start reading a new book but, I can't decide on which one. I don't even have time to choose a book, let alone finish it :) Anyway, Ok, I've just decided, I am going to start to read a book by Aziz Nesin. I think, he is the best writer to make me feel good.
There was also pilates in my life, wasn't there? I think, there still is. Although it's not like it was in the first days, I'm doing a little bit.
I haven't logged in to my social accounts recently as I've been so busy. However, I still receive some strange notifications from Facebook, like this; "Tülay added a new photo", but I don't know, who is Tülay. I guess, it's so rubbish.
Yesterday, I received a silly notification again and I clicked it this time. So, I went to home page immediately and than I started reading several news. Finally, I saw a sensitive post that Öznur shared (Öznur is Burçin's sister. Burçin is my childhood friend who sadly died 14 years ago.) I was deeply touched when I read Öznur's post and then I remembered our childhood and the days we did crazy things. We were very happy children who always laughed. I miss those years and her...
Anyway, I'm afraid this post is going to be too sad, so enough of the sentimentality, as you can see I'm like this these days, a litle bit of everything; sadness and happiness, stress and relaxation, sleep and sleeplessness, sensuality and insensitiveness... a little bit of everything. Like life...
Bye!
As you said, translation Turkish to English is harder than writing with English but it's succesful. I'm sure, you can improve your speaking, if you'll practice. That's a good project :)
YanıtlaSilThank you Berkay, your words made me feel happy. We will see :)
SilAaa okuduğun bir yazıyı tekrar ingilizce okumak ne kadar güzell. :) (İngilizceye sen çeviriver. Daha o kadar gelişmedim. Dün April İn Moscow okuyodum yav. :D )
YanıtlaSilHımm I know it. It is a useful story. Enjoy it :)
YanıtlaSilBen senden fikir çalıverdim kiii, :) ingilizceparmakkiz.blogspot.com gel de bak. :) Fikir ver hele,ne yazayım,nasıl yazayım. :)
YanıtlaSilAslı,
Silaklına gelen her şeyi yaz işte, öyle başla. Kısa kısa olsun, okuduğun bir kitabı anlatmaya çalış ya da ne bileyim dinlediğin bir şarkıyı... İlk başlarda önemli olmayacak zaten ne anlattığın. Bi de, ilk yazdıkların çok değerli olacak çünkü kendini nasıl geliştirdiğini göreceksin onlara bakıp :) Yardımcı olurum her konuda mail atabilirsin bana.
Yardım et banaaa. Hep yardım eeet. Teşekkürler. :)
SilOk ok, take it easy buddy, I will always help you :)
Silthe end of the post is so nice.
YanıtlaSilı liked the childhood days with burçin and others.
ı think, you wanted to say : ı don't even know how April 9 came quickly. :)
besides, it should be "let me try"
haw nice to see your english diary :)
Thank you deep, yes, I did, like that :)
SilKız Allah seni ne yapmasın. Hakkımda bölümünde yazdığın yazı bana bir şarkıyı hatırlattı,gözlerim yaşardı. Benim de cümlelerim var... Çok sağol ya. :)
YanıtlaSil:) Ben de o şarkıdan şey ettirmiştim zaten. Şarkıyı da net hatırlamıyorum ama o cümle hoşuma gitmişti. Aklımda bir tek şu cümle kalmış zaten "Evet hayat en son sözü söyler ama benim de cümlelerim var" şarkının gerisini lalalalla şeklinde sürdürüyorum hep :) Hakkımda bölümüne ne yazayım ne yazayım diye düşünürken yine dilime takılmıştı bu söz, ben de öylesine yazdım işte :)
SilDon't worry dear. Your english is OK. Bye
YanıtlaSilOoo, how nice to give a beautiful message from a beautiful english teacher :)
SilLook at this post please. :) https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6206464729998119411#allposts
YanıtlaSilAnaaa,ingilizce konuştum ya. o.O
The link is wrong, but no problem, I can find it on your blog :)
Silmerhaba canım,
YanıtlaSilçok güzel bir yazı olmuş.blogunu takibe aldım, bana da beklerim :)
www.aysegulyaziyor.com
sevgiler
merhaba tatlım, elbette gelirim :)
SilOo congrats! I think you really spent a lot effort for this post. You did really good translation. It must have been diffucult. Kiss yoouuu♥♥♥♥
YanıtlaSilThanks baby. Yep, that's right. Kisses...
Sil