"Bir çocuk doğduğunda bir de anne gelir dünyaya! Bambaşka bir hayata hoş geldin yeni anne" cümleleri yeni anne olmuşları ve olacak olan anne adaylarını can evinden vuran cümleler.
Gerçekten bebekle birlikte anne de yeniden doğuyor, kendini tanıyamıyor insan adeta, o kadar evrim geçiriyor.
Kitap, anneliğe ve bebek bakımına başlangıç için rehber kitap olma iddasında ama bence daha çok hamilelik ve lohusalık bunalımından kurtulmak için rehber görevini görebilir. Zira her annenin geçtiği engebeli yolları komik bir uslupla anlatmış. ("Zira" nedir ya? Olmuşum ben evet, evet :) )
Şermin Çarkacı çocuklarında yaşadığı deneyimlerini ilk günden itibaren bölümlere ayırmış, karşılaştığı sorunları anlatmış sonra her bölümün sonunda "Ben ne yaptım" başlığında yaptıklarını anlatmış, ayrıca yine her bölümün sonunda "Püf Noktaları" "Sıkıcı Tarafı" Eğlenceli Tarafı" diye başından geçenlerin değerlendirmesini yapmış. Şahsen ben "püf noktaları" bölümünde yararlanacağım ayrıntılar yakaladım. Bir de annelik ile ilgili çevreden duyduklarımızla ilgili "Hariçten Gazel" bölümleri de çok hoş. Ama ben en çok emzirme ve aldığı fazla kilolar ile anlattıklarını çok sevdim, içime su serpti de o yüzden :)
Çevreden duyduklarımız, kitaplarda, sağda solda anlatılan ve yaşanılanlar iyi, hoş, rehber oluyorlar ama çok da kasmamak lazım bence. İşte bu kitap da "fazla kasmadan kulak kabartın bana" der gibi anlatıyor anneliği.
Şermin Çarkacı instagramdan tanıdığım çok şeker bir anne. Hamile olduğumu öğrendiğim günden itibaren onun gibi şeker anneleri takip etmeye başladım. Kitabı okurken de sanki kitap okumuyorum da bu şeker annenin blog sayfasını okuyorum gibi hissettim biraz. Bu da dilinin çok sade, çok samimi olmasından kaynaklanıyor. Anlatımında samimi bir sohbet havası mevcut. Bazı kesimlerce de bu durum "aşırı samimi" diye eleştirilmiş ama bana çok tatlı geldi.
"Her önüne gelen kitap çıkarıyor" "Yazarlık bu kadar kolay mı?" "Edebiyat nereye gidiyor?" eleştirileri de çabası tabi. Ben bu tür eleştirileri çok köreltici buluyorum. Bence isteyen herkes kitap çıkartmalı. Yani kötü bir şey değil ki bu. İstemezsen alıp okumazsın, olur biter. İnsanların edebiyatla uğraşmalarından daha güzel ne olabilir ki, değil mi ama?
Vallahi ben okurken çok keyif aldım. Hemen hemen her cümlesini"ben de ben de" diye coşkuyla onayladım. Dünyanın en güzel hislerini yaşıyorken aynı hisleri daha önce başkalarının da yaşadığını bilmek insana yalnız olmadığını hissettiriyor ve müthiş bir güç veriyor. Hamilelikte ve lohusalıkta "yalnız olmadığını hissetmek" çok önemli.
Kısaca uzun süredir bir solukta okuduğum yegane kitap oldu kendisi diyebilirim. Bu yoğunlukta nasıl okuduğumu anlamadan 2 günde bitirdim gerçekten. E insanın ilgisini çeken bir mevzu olduğunda tüm bahaneler bir kenara itilip okumaya da vakit ayırabiliyormuş meğer. (Haftalardır elimde sürünen kitaplardan özür dilerim ama "Bir çocuk doğduğunda bir de anne gelir dünyaya" gibi bir cümleyle gelseydiniz siz de durum farklı olabilirdi belki :) )