Zaman hızla geçiyor, Damla 2,5 aydır hayatımızda ve hayatımızı özellikle benim hayatımı adeta baştan yazıyor.
Önceliklerim ve hobilerim tamamen silindi ve ismini altın harflerle tüm listelerimin en baş köşesine yazdırmayı başardı.
Uykusuzluklarım, gitmemek konusunda ısrar eden fazla kilolarım, kol ve bel ağrılarım, onun bir pırtıyla mutluluktan havalara zıplamalarım... hepsinin tek sebebi benim kurabiye suratlı minik kızım oldu.
Zaman geçtikçe, paylaşımlarımız arttıkça her annenin hissettiği gibi bana da yeryüzündeki hiçbir canlı bu kadar sevilemezmiş gibi gelmeye başladı. Yani, bir annenin evladına olan sevgisi hiçbir şekilde anlatılamazmış gerçekten, tarifi mümkün olmayan bir duyguymuş evlat sevgisi. Aklını oynatabilir insan bu sevgiden. Zaten böyle kutsal bir sevgi olmasa bu kadar fedakarlık yapamaz insan.
Damla, ikinci ayından itibaren agulara, ona biraz fazla ilgi gösterenleri ayırt etmelere, daha uzun uykuya dalmalara ve daha kesik kesik emmelere başladı. Ayrıca emme esnasında emmeyi bırakıp bırakıp tekrardan başlar oldu ki; bu beni en sinir eden huyu. Bir de bunu yaparken yandan yandan bakıp gülmesi yok mu?...Ve gülmeler tabi... Bizi bizden alan o gülmeleri çoğaldı. Okuduğum çocuk gelişim kitaplarına göre de beklediğim hareketlerdi bunların hepsi.
Ona ince motor kas gelişimi için jimnastik merkezi diye tabir edilen oyun halılarından aldım. Doktoru 3 aylıkken başlarsınız dedi ama biz şimdiden başladık. Böylece, artık birlikte emzirme, alt değiştirme ve banyo dışında daha eğlenceli aktiviteler de yapabiliyoruz. Gerçi o en içten kahkahalarını bu ilk üç aktivitede atıyor ama olsun :)
Bir de ona şarkılar söyleyip masallar anlatıyorum. Masalların çoğunu uyduruyorum ama olsun o beni inanılmaz bir şekilde dikkatlice dinliyor. Öyle ki, bazen beni anlıyor zannediyor ve anlattığım uyduruk masallardan utanıyorum. Bir an önce masal repertuarımı genişletmem lazım :)
Görüldüğü üzere, ben evin küçük çocuğunun okuldan dönmesini bekleyen misafirliğe gitmiş sabırsız bir çocuk gibi onunla oyunlar oynayacağımız, ona masallar anlatacağım ve onun saçma sorularına cevap vermekte zorlanacağım günlerin gelmesini bekliyorum.
Fırsat buldukça da her anını fotoğraflamaya ve videoya almaya çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki hızla büyüyecek ve ben onun o şekilden şekile soktuğu, komik minik kurabiye suratını çok özleyeceğim.
Önceliklerim ve hobilerim tamamen silindi ve ismini altın harflerle tüm listelerimin en baş köşesine yazdırmayı başardı.
Uykusuzluklarım, gitmemek konusunda ısrar eden fazla kilolarım, kol ve bel ağrılarım, onun bir pırtıyla mutluluktan havalara zıplamalarım... hepsinin tek sebebi benim kurabiye suratlı minik kızım oldu.
Zaman geçtikçe, paylaşımlarımız arttıkça her annenin hissettiği gibi bana da yeryüzündeki hiçbir canlı bu kadar sevilemezmiş gibi gelmeye başladı. Yani, bir annenin evladına olan sevgisi hiçbir şekilde anlatılamazmış gerçekten, tarifi mümkün olmayan bir duyguymuş evlat sevgisi. Aklını oynatabilir insan bu sevgiden. Zaten böyle kutsal bir sevgi olmasa bu kadar fedakarlık yapamaz insan.
Damla, ikinci ayından itibaren agulara, ona biraz fazla ilgi gösterenleri ayırt etmelere, daha uzun uykuya dalmalara ve daha kesik kesik emmelere başladı. Ayrıca emme esnasında emmeyi bırakıp bırakıp tekrardan başlar oldu ki; bu beni en sinir eden huyu. Bir de bunu yaparken yandan yandan bakıp gülmesi yok mu?...Ve gülmeler tabi... Bizi bizden alan o gülmeleri çoğaldı. Okuduğum çocuk gelişim kitaplarına göre de beklediğim hareketlerdi bunların hepsi.
Ona ince motor kas gelişimi için jimnastik merkezi diye tabir edilen oyun halılarından aldım. Doktoru 3 aylıkken başlarsınız dedi ama biz şimdiden başladık. Böylece, artık birlikte emzirme, alt değiştirme ve banyo dışında daha eğlenceli aktiviteler de yapabiliyoruz. Gerçi o en içten kahkahalarını bu ilk üç aktivitede atıyor ama olsun :)
Bir de ona şarkılar söyleyip masallar anlatıyorum. Masalların çoğunu uyduruyorum ama olsun o beni inanılmaz bir şekilde dikkatlice dinliyor. Öyle ki, bazen beni anlıyor zannediyor ve anlattığım uyduruk masallardan utanıyorum. Bir an önce masal repertuarımı genişletmem lazım :)
Görüldüğü üzere, ben evin küçük çocuğunun okuldan dönmesini bekleyen misafirliğe gitmiş sabırsız bir çocuk gibi onunla oyunlar oynayacağımız, ona masallar anlatacağım ve onun saçma sorularına cevap vermekte zorlanacağım günlerin gelmesini bekliyorum.
Fırsat buldukça da her anını fotoğraflamaya ve videoya almaya çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki hızla büyüyecek ve ben onun o şekilden şekile soktuğu, komik minik kurabiye suratını çok özleyeceğim.